19 Ocak 2008 Cumartesi

TOPLUMUN ÖNDE GELEN SORUNU BANANECİLİK


TOPLUMUN
ÖNDE GELEN SORUNU
BANANECİLİK

Galip BARAN
HABİTAT Yasa Bağımlıları Kozası Kolaylaştırıcısı
BANANECİLİK. BENCİLLİK VE DEVLETİ DENETLEME SORUMLULUĞUMUZ
(Cumhuriyet; 23 Mart 1999)17-21 Mart 1999 tarihinde gerçekleştirilen Bodrum HABİTAT Konferansında oluşturulan HABİTAT Trafik Kozası Kolaylaştırıcısı Galip Baran trafik kazalarında “insan kusuru”nu en aza çekme düşüncesinden hareketle başlattığı “okul dışı eğitim” çalışmalarını sürdürüyor…Trafik Kozası Kolaylaştırıcısı Galip Baran, uygun şekilde üzerine gidildiğinde, toplumun önde gelen problemlerinden birisi olan, “bananecilik” sorununun üstesinden kolaylıkla gelinebileceğini söyledi. Baran; Bodrum’da, “trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım” çağrısından esinlenilerek başlatılan bu tür “okul dışı eğitim” çalışmalarının amacını: “kentsel ve kırsal çevreyi ve doğayı tarihsel yapısıyla koruyacak; çarpık yapılaşmayı, tüketim savurganlığını ve her türlü yanlış iş, davranış ve haksızlığı önleyecek, eşdeyişle, toplu yaşamanın kurallarının tümüne uyma, uymayanları uyarma sorumluluğunu üstlenecek ‘yurttaş’ı üretmek” olarak açıkladı. Ve ekledi: “Askerlik, vergi, oy gibi zorunlu görevler yerine getirilerek kazanılan vatandaşlığa karşın yurttaşlığı, bunların dışında, fazladan bazı sorumluklar üstlenilerek edinilebilen bir statü olarak düşünüyorum. HABİTAT diliyle söyleyecek olursam; devleti ‘yapabilir’ kılacak projeleri yaşama geçirmek, bir başka deyişle, toplumsal sorunları, yakınma, eleştirme ve protesto etmenin ötesinde bir anlayışla, elimi taşın altına koyarak çözmek için çalışıyorum.” Bodrum’dan sonra Ankara ve İstanbul’da başlattıkları bu uygulamayı yaygınlaştırma konusunda zorluklarla karşılaştıklarını kaydeden Baran, insanların bu tür “okul dışı eğitim” çalışmalarında yer almaktan bazı kaygılar nedeniyle kaçındıklarını ifade etti. Baran, bu kaygıların aşılabilmesi için bu tür etkinliklerde aktif olarak yer almanın önemine dikkat çekti… * * *ANLAYANA SAZ…Bugün 23 Aralık 2007. Yukarıda sözü edilen çalışmada “değişen bişey yok”. “Okul dışı eğitim” çalışmalarına hala itibar eden yok. Bananecilik, eşdeyişle, “bencillik” BERDEVAM. Moda deyişle, YOLA DEVAM…Dünya değişiyor, “küresel ısınma” çilekeş gezegeni yaşanamazlaştırıyor. Ağır bir bedel ödeniyor, ama insanoğlu değişmemekte direniyor… Bizler, “nefs”e isyan etmeyi, “nefs”i denetlemeyi öğrenmiş birkaç kişi, insanlara: “sorunun bencillik, çözümün sencilik” olduğunu söylüyoruz, aynı geminin yolcuları olduğumuzu anlatmağa çalışıyoruz. “Hadi siz de tutun bu işin ucundan” dediğimizde, “doğru söylüyorsunuz” diyorlar, ama “kişisel çıkar” elvermediği için, “işim çok, vaktim yok” mazeretine sığınıyorlar, ipe un seriyorlar. “Nefs’e isyan” etmek zor geliyor onlara. Öyle ki, bazılarımız, bu nedenle, “herkese zor gelen işler uzmanı” olduk.Yukarıda “devleti yapabilir kılma” kavramından/ilkesinden söz ettim. Öncelikli hedefi “yaşanabilirlik” olan İstanbul HABİTAT Konferansında bu hedefe ulaşmanın araçlarından birisi olan bu kavram; STK’ların taahhütlerini yerine getirebilmeleri bağlamında devletin üstüne düşen sorumluluğu ifade etmek için geliştirilmişti. Devlet STK’ları “yapabilir” kılacaktı. Tam tersi oldu. Bizler, yani STK’lar devleti “yapabilir” kılmak için çalıştık. Devletin kurumları, STK’ları “yapabilemez” kılmak için elden geleni yaptılar: * İstanbul Taksim Meydanı yaya geçitlerinde “Trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım” çağrısının uygulamasını yapıyordum. Halen Ankara Emniyet Müdürü olan, o günlerde İstanbul’da Emniyet Müdür yardımcısı olarak görev yapan, Ercüment Yılmaz beni gözaltına aldırdı. ( Kırmızı Işık Eylemcisine Gözaltı/ 22. 04. 1998/ Milliyet )Aslında, kendisinin doğrudan sorumlu olduğu trafik sorunun çözümüne katkıda bulunmak, böylece onu yapabilir kılmak için çalışan Galip Baran’ı gözaltına aldıran, Ercüment Yılmaz’a teşekkür etsem yeridir. O bu tür zorluklar çıkarmasaydı, beni engellemeye kalkmasaydı, böylesine bilinçlenemezdim. “Herkese zor gelen işler uzmanı” olamazdım….* 2004 yılı yerel seçimlerinde Turgutreis’te yaşayanların Turgutreis’e sahip çıkmalarını sağlama taahhüdünde bulunduğu halde, aynı amaçla çalışan Turgutreis Gönüllüleri Platformu yerine, Doğuş Holding”e sahip çıkan, ağırlığını Doğuş Holding’den yana koyan, bilinçlenmemde başrolü oynayanlardan birisi olan, Turgutreis Belediye Başkanı A. Server Yazgan’a da teşekkür etmem gerekiyor…* * *DEVLETİ DENETLEME SORUMLULUĞUMUZ..Sıra, İstanbul ve Bodrum HABİTAT Konferanslarında öğrendiğimiz “Yönetişim” kavramına geldi. “Yönetişim” kavramı; devlet ile STK’ların, işbirliği yapmalarını sağlamak amacıyla geliştirilmiş olan bir başka ilkeyi, “çözümde ortaklığı” yaşama geçirmek için düşünülmüştü… Tavandakilere, devleti yönetenlere, “köşk”te oturanlara yukarıdaki açıklamalardan çıkarmaları gereken bazı dersler olduğunu hatırlatalım, bu arada. Bu derste; “köşk”te oturanlara, ben ve benim gibilerin neden yalnız kaldıklarının, neden çoğalamadıklarının, devletin neden sahipsiz kaldığının nedenlerini anlatmağa çalıştım… “Devleti denetleme sorumluluğu”mun gereğini yerine getirdim…ANLAYANA SAZ…Galip BARAN HABİTAT Yasa Bağımlıları Kozası Kolaylaştırıcısı

Hiç yorum yok: