16 Şubat 2013 Cumartesi

Doğu Perinçek'den cevap geldi...


(Sn. Dr. Doğu Perinçek’in 26. 01. 2013 tarihli mektubumla ilgili cevabı)

Sayın (Elgüzeli) Baran,

Sizin “Diğerkâm” lakabınızı değiştirdim; dilim dönmedi ondan.

Babaannem Rahime Behiye Perinçek babam Sadık Perinçek’e “diğerkâm” olduğu için ELGÜZELİ derdi. ELSEVER de denebilir.

Elseverlik, bütün erdemlerin başlangıcıdır.

“Perinçek-Baran” söyleşisi için teşekkür ederim. Buradan da Elgüzeli olduğunuzu anladım. Bana zahmeti bile olmayan bir söyleşi.

Bilinç güzel sözcük.

Ama hangi bilinç?

Elgüzeli bilinci diyelim ne dersiniz?

Mektubunuz sevinç ve bilinç getirdi, sağolun.

Size ve bütün dostlara selam ve saygılar.

Doğu Perinçek,  26. 01. 2013

13 Şubat 2013 Çarşamba

EY TÜRK MİLLETİ !...

EY TURGUTREİS’LİLER!..
EY TÜRK MİLLETİ!..
 
Bu mektubu, aşağıda açıkladığım hastalıktan kurtulmak, sağlığıma kavuşmak, daha açık deyişle, sizler gibi sağlıklı bir insan olmak için yazıyorum…

Özellikle senin gibi; “Sayın Başbakan” senin gibi sağlıklı olmak, devletin malını deniz misali kullanmak, bal tutunca parmak yalamak, parayı verip düdük çalmak, sonra da yan gelip yatmak istiyorum…

Bana bu konuda yardımcı olan sağlıklı insana Bodrum- Turgutreis’deki dubleks evimi bağışlayacağıma söz veriyorum…

HASTALIĞIM:
Sokaklarda, kamusal yani Türk Milleti’ne ait alan da çöp, izmarit ve değerlendirilebilir atıkları topluyor; Kavşaklarda kırmızı ışık kuralını ihlâl ederek yolsuzluk yapanları, ekmek ve benzeri yiyecekleri elle seçenleri uyarıyor; Poşet ve pet şişe kullanımına ve tüketim çılgınlığına son vermek için gece gündüz demeden, var gücümle çalışıyorum.

Örneğin; Ferit Şahenk’e, önceki Meclis Başkanlarında Köksal Toptan’ın “TBMM Hizmet Ödülü” verdiği Doğuş Grubu ve Total Benzincisi gibi firmaların kamusal, yani Türk Milleti’ne ait alana tecavüz ederek yaptıkları yolsuzlukları önlemek için adeta “düşük yoğunluklu” bir savaş veriyorum…

YAPTIĞIM EN SON İŞ: 
Turgutreis-Turistik Çarşı’da faaliyette bulunan “Hazar Unlu Mamulleri İşletmesi’nin”, bu yıl da, yaya yoluna koyduğu masa ve sandalyeler ile yaya geçişini engellemeye teşebbüsle, kamusal yani Türk Milletine ait alana tecavüz ederek yaptığı yolsuzluğu önlemek oldu…

Başımda Türkiye yazılı bir kırmızı şapka ile ve megafon kullanarak; İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Çanakkale, Tekirdağ, Yalova, Bursa, İnegöl, Eskişehir, Konya, Çorum, Bodrum, Ayvalık, Milas, Marmaris, Fethiye, Edremit gibi il ve ilçelerde, kamusal, yani “Türk Milleti’ne ait” alanda yapılan yolsuzlukları önlemek için;, yürüttüğüm uygulama ve faaliyetlerde “Çalışmanın En Yücesi Ulus için Olanıdır, Kemal Atatürk”, “Sorun Bencillik Çözüm Sencilik”,Yurdu ve milleti özden çok sevmek ilkesi” yazılı önlükleri giyiyorum…

Türkiye’yi, “borç alanın emir de alacağı” anlayışıyla, dış borç yükünden kurtarmak için etkin ve yoğun bir kampanya başlatmak istiyorum. Bu konuda yaptığım başvuruya hala cevap bekliyorum…

SONUÇ OLARAK: 
Geleceğin; “Çevrenin kirletilmediği, tüketim çılgınlığının sona erdiği, trafik kurallarının ihlâl edilmediği, sağlığa aykırı alışkanlıkların edinilmediği, verginin kaçırılmadığı, rüşvetin alınmadığı/verilmediği, milli servetin korunduğu, iş ahlakına özenle riayet edilerek saygı gösterildiği,; İmar Yasası’na aykırı işlerin yapılmadığı, her şeyin devletten beklenmediği, yolsuzlukların sona erdiği Türkiye’sini inşa etmek için, varımla, yoğumla çalışıyorum…

AYIPTIR SÖYLEMESİ: 
Yukarıda sözü edilen çalışmaları finanse edebilmek için; (a) İstanbul Ataköy’deki evimin (4. Kısım, O-141 Blok, Daire 6) satışından elime geçen 90 bin TL ve (b) Ziraat Bankasından, emekli maaşımdan borçlanarak aldığım 15 bin TL’yi harcadım…

Sözümü; sağlığıma kavuşmama yardımcı olana Bodrum- Turgutreis’deki dublex evimi bağışlayacağımı tekrarlayarak ve bu mektubu dağıtma lütfunda bulunanlara teşekkür ederek bitiriyorum… 13 Şubat 2013

Saygılarımla…
Galip Baran
Tel: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76