27 Temmuz 2009 Pazartesi

(Bilinç Üniversitesi Kurucuları ve
HABİTAT Yasa Bağımlıları
Kozası Katılımcıları Bildirgesi)
***
SOKAKTA İZMARİT TOPLAMAK VE TRAFİKTE KIRMIZI IŞIKTA GEÇEN YAYALARI UYARMAK
***“Bencillikten kurtulmanın ve diğerkâm bir kişilik edinmenin en sağlıklı yolu”dur
***“Kamusal ve toplumsal alana, adalete, hukuka, devlete ve demokrasiye sahip çıkmak”tır.
***“Toplumsal ve sosyal sorumluluk ilkesi”ni yaşama geçirmektir.

“Yurdu ve milleti özden çok sevmek”tir.
***
Bilinç üniversitesi kurucuları ve HABİTAT Yasa Bağımlıları Kozası Katılımcıları:
***
Mustafa Nevruz Sınacı : (312 433 82 06)
Celil Yamak : (533 497 08 85)
Hamdi Yıldırım : (536 214 33 43)
Zeki Karaoğlu : (543 693 33 99)
İsmet Seyhan : (532 584 03 33)
Zafer Ünverdi : (506 835 07 07)
Ferruh Onur : (536 610 12 69)
Galip Baran : (252 382 34 77 / 535 844 84 76)
Haluk Yıldız : (532) 237 00 90

Kadir Karabıyık : (533) 653 62 81
Mehmet Güzel : (532) 282 45 48
Haluk Alaca : (506) 389 82 32
Kenan Cihan : (546) 279 73 27

21 Temmuz 2009 Salı

Valilik Makamına
MUĞLA
KONU: (a) Kamu görevlileri için kapalı salonda, Muğla halkı için açık havada (Demokrasi Parkında) vereceğimiz “yasa bağımlılığı” konferansları, (b) Tekel Kavşağında yapacağımız “trafik bilinci” uygulaması ve (c) sigara yasağı ile ilgili yasaya dikkat çekme amacıyla ve “çevre bilinci” uygulaması olarak yapacağımız izmarit toplama çalışması
Sayın Vali,
Biz birkaç kişi çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmaları yaparken edindiğimiz “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi’ni “inşa ettik”. “Bilinç Çağı”nı başlattık…
Yağmur ormanlarının yok olması ile başlayan, ozon tabakasının delinmesi, buzulların erimesi ile devam eden, sonuçta iklim değişikliğine varan insan kaynaklı sorunların “Bilgi Çağı”nda yaşandığı düşünüldüğünde, “Bilinç Çağı”nın önemi kendiliğinden ortaya çıkar…
Başta sayılan alanlarda gerçekleştirdiğimiz, bize diğerkam kişilik kazandıran çalışmaları yaparken, öğrenciliğimizde içtiğimiz And’da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedik, “toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız yeni bir kavram geliştirdik. Bazılarımız “yasa bağımlısı” olduk.
İlginç olan şu ki, sözü edilen çalışmaları yaparken sorduğumuzda herkesten yurdu ve milleti özden çok sevdikleri yanıtını aldım. Bize göre bu yanıt bir “sanı”nın ifadesidir.
O ilkeyi gerçekten özümseyebilseydik, hakkını vererek yaşasaydık. “Muasır Medeniyet”i çoktan aşardık, “Yurtta Barış”ı sağlardık. “Tek yürek”, “tek yumruk”, “etle tırnak” gibi olurduk. Adalet sorun olmaktan çıkardı. Bu kadar çok polise, savcıya hakime gerek kalmazdı…
Bizler, sınırlı sayıda varlığımız ve olanaklarımızla, örneği ekte görülen “müfredat”ta da ifade edildiği üzere, genelde “Burası Türkiye” denilerek ifade edilen, çok hafife alındığı nedenle bedelini ağır bir şekilde ödediğimiz “Burası Türkiye Bağımlılığı” ile savaşıyoruz. Yaklaşık 20 yıldır devam eden bu çalışmalarda öğrendiğimiz gerçek: Sözü edilen bağımlılık sorununu kökten çözebilmek için “yasa bağımlısı” sayısını çoğaltmak, bir başka deyişle, çiviyi çiviyle sökmek gerekmektedir.
Sayın Vali,
Başta sözü edilen konferanslar ve trafik bilinci uygulaması, izmarit toplama çalışması ile ilgili program, İl Emniyet Müdürlüğü ve Belediye Başkanlığı ile yapılacak görüşmelerden sonra tespit edilecektir.
Sözü edilen çalışmalarda, üzerinde “yeşili bekle , lütfen”, “sağdan lütfen” yazılı pankartlar kullanılacak ve “izmarit yerde, kentli olmak nerde”, “tiryaki düşmanı dışarıda arama, nikotin yeter” ; “yetmiş milyonluk aile, Türkiye” ve “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi” yazılı önlükler giyilecektir.
Bilgilerinize arz ederiz.
Saygılarımızla, 20 Temmuz 2009
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi Kurucu ve Geçici Rektörü
Turgutreis- BODRUM
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@ttmail.com
WEB:
www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com/ www.internethaber.eu/ www.turkcelil.com
ADRES: 4076 Sokak No:5/2
Turgutreis- BODRUM
******
UYAN HABER TÜRK UYAN !…
6. 07. 2009 günlü Haber Türk Gazetesi’nde, Haber Türk’ten Okurlara Mektup köşesinde Rakibimiz yok başlığı altında yer alan, Değerli HABERTÜRK okurları cümlesiyle devam eden yazıda özetle:
* Diğer gazetelere fark atıldığı, diğer gazetelerin rakip görülmedikleri, kendilerinin haber yaptıkları diğerlerinin onların peşinden koştukları, kimsenin yazmağa cesaret edemediği yolsuzlukların gündeme getirildiği iddia ediliyor.
* “Kendini büyük gazete zannedenler” ve “Basının Amiral Gemisi olduğunu zanneden ama devamlı su alan” cümleleriyle adı verilmeyen bir gazeteye meydan okunuyor…
Ben, değerli bir okuyucusu sayılır mıyım bilemem ama HABER TÜRK’ün iyi bir izleyicisiyim. İzleyicilik benim eski “meslek”im. 1998 yılında Turgutreis Belediyesini İzleme Komitesi’ni (TUBİKOM) kurdum. Temsilcisi olduğum bu Komite adına Turgutreis Belediye Başkanlarını sürekli izliyorum, denetliyorum. Onlardan hesap soruyorum. MUMİKOM’dan (Muğla Milletvekillerini İzleme Komitesi) esinlenerek başlattığım bu uygulamayı aralıksız sürdürüyorum. MUMİKOM’un sesi sedası çıkmıyor ama TUBİKOM yaşıyor...Galip Baran çalışıyor.
HABER TÜRK Gazetesi’ni nasıl izlediğime gelince:
HABER TÜRK’te “rakibimiz yok” deniliyor, diğer gazetelere meydan okunuyor. Ben. gazeteci değilim. Diğer gazetelerin avukatlığını yapmak bana düşmez. Ama benim yukarıda sözünü ettiğim üzere, bir mesleğim var ki, rakibim yok. “Yasa bağımlısı”yım. Dünyada benzeri olmayan bir “meslek” bu.
Bu meslek, (Yasa bağımlılığı) diğer taraftan, “burası Türkiye”denilerek ifada edilen, çok hafife alındığı nedenle bedeli çok ağır ödenen bir “bağımlılık”ın da antidotudur.
Beni sözü edilen mesleği icra ederken görenler, “senin gibilerin sayısı çoğalmalı” diyorlar, ama iş “benim gibilerin sayısını çoğaltma”ğa, benimle meslektaş olmağa gelince, “işim çok”, “vaktim yok” benzeri mazeretlere sığınıyorlar. Dedim ya, “Rakibim yok” …
Oysa mesleğimi yaygınlaştırabilsem, rakiplerim çoğalsa o günleri bir görebilsem…
HABER TÜRK’te kimsenin yazmaya cesaret edemediklerinin yazıldığı iddia ediliyor, ama sıra “Yasa bağımlısı” (kanun bağımlısı) Galip Baran’ın, İzmir Emniyet Müdürü, (kanun adamı) Ercüment Yılmaz’ı eleştiren yazılarına gelince, o cesaretin yerinde yeller esiyor.
Türk Basınının Amiral Gemisi olma yolunda hızla ilerlediğini savunan, genç Türkiye’nin genç gazetecileri olduklarını iddia eden HABER TÜRK yazarları! İzleniyorsunuz!
Genç Türkiye’nin genç gazetecileri, uyanın ve yaşlı Türkiye’nin yaşlı “yasa bağımlısı” Galip Baran gibileri izleyin!
Ben yıllardır devam eden sürdürdüğüm izleyicilik mesleğinde çok şey öğrendim
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi Kurucu ve Geçici Rektörü
Turgutreis-BODRUM

4 Temmuz 2009 Cumartesi


NİMET ÇUBUKÇU’YA
AÇIK MEKTUP

***
Sayın Nimet Çubukçu,
Milli Eğitim Bakanı
19 Mayıs günü akşamı NTV’de gençlerle yapılan bir programda sizi dinledim. Öğrencilerden birisinin “öğrenci Andı’nın kaldırılması gerektiği yolundaki sözü üzerine, “konu tartışılabilir. Acaba böyle bir şeyi ilköğretim çağında değil de daha sonra mı versek” dediniz. Konu 21 tarihli Posta Gazetesi’nde “Öğrenci Andı gerilimi” başlığı altında bir haber olarak yer aldı…
Sayın Çubukçu,
Biz birkaç kişi çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, yaklaşık 20 yıldır devam eden “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmaları yaparken sözü edilen ilkeyi içselleştirdik, özümsedik.
Şu var ki, “bencil bir varlık”ın, yurdunu ve milletini, “özden çok”u şöyle dursun, “özü kadar “ bile sevemeyeceğini de aynı çalışmaları yaparken öğrendik.
Bizler, sözü edilen And’ın, anlamını daha iyi anladığımız çağlarımızda, örneğin üniversitelerde, mezuniyet günlerinde, keplerin havaya atıldığı törenlerde de içilmesini yıllardır öneriyoruz.
Diğer taraftan; yurdunu ve milletini özünden çok sevip sevmediğini kime sorsanız alacağınız yanıt istisnasız “evet” olacak, yani herkes sevdiğini söyleyecektir. Bize göre bu yanıt bir “sanı”nın ifadesidir.
Sözü edilen ilkeyi gerçekten içselleştirebilseydik, hakkını vererek yaşasaydık. “Muasır Medeniyet”i çoktan aşardık, “Yurtta Barış”ı sağlardık. “Tek yürek”, “tek yumruk”, “etle tırnak” gibi olurduk. Adalet sorun olmaktan çıkardı. Bu kadar çok polise, savcıya hakime gerek kalmazdı…
And’ı içselleştirmek, özümsemek, hakkını vererek yaşamak isteyenler için geliştirdiğimiz “müfredat” eklidir.
***
"MÜFREDAT” (*)
“Ben …….. ………
Bundan böyle:
(A)
Aşırı tüketmeyeceğime,
Vergi kaçırmayacağıma,
Çevreyi kirletmeyeceğime,
Milli servete zarar vermeyeceğime,
Trafik kurallarını çiğnemeyeceğime,
Rüşvet vermeyeceğime/almayacağıma,
İmar yasasına aykırı işler yapmayacağıma,
Sağlığa aykırı alışkanlıklar edinmeyeceğime,
İş ahlakının korunması için çaba göstereceğime,
Her şeyi devletten bekleme alışkanlığını terk edeceğime,
Diğer deyişle, KIRMIZIDA DURACAĞIMA, dahası, “Burası Türkiye Bağımlılığı” ile savaşacağıma, şöyleki:
(B)
Sayılan alanlarda KIRMIZIDA GEÇMEK isteyenleri, yani “Burası Türkiye Bağımlıları”nı SOSYAL YAPTIRIM olarak bilinen yöntemle uyaracağıma,
(C)
Uyardıklarıma, kendilerinin de KIRMIZIDA GEÇMEĞE kalkışan başka “Burası Türkiye Bağımlıları”nı aynı yöntemle uyarmalarını önereceğime,
SÖZ VERİYORUM.
KIRMIZIDA DURMAK: “Burası Türkiye Bağımlılığı”ndan kurtulmayı hedef alan bir kavramdır.
SOSYAL YAPTIRIM: “Burası Türkiye Bağımlıları”nı, kırmızıda geçmeğe kalkıştıkları anda utanmaktan başka bir tepki gösteremeyecek şekilde uyarmaktır.
(*) : Beni (a) “erdem”e yönlendiren, (b) “yasa bağımlısı” olmamı sağlayan, (c) “Burası Türkiye Bağımlılığı”ndan kurtaran bu “müfredat” yaşama geçtiğinde, Türk Halkı’nın “Muasır Medeniyet”i aşacağını biliyorum.
Galip BARAN ; Rektör
Bilinç Üniversitesi
Turgutreis- BODRUM
***
AİLEDEN SORUMLU DEVLET
BAKANINA AÇIK DİLEKÇE

Sayın Selma Aliye Kavaf
Aileden Ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı
KONU: “Yetmiş Milyonluk Aile, Türkiye” projesi.
Sayın Bakanımız,
Biz birkaç kişi, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaptığımız, yıllardır devam eden, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” çalışmalarında edindiğimiz “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi’ni kurduk…
Yaşam biçimimizde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan bu çalışmalarda ; “toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız farklı bir bilinç kavramı geliştirdik, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedik, “diğerkam kişilik” kazandık
Sözü edilen edinimlerden, bilinç, kişilik ve ilkeden hareketle “Yetmiş Milyonluk Aile, Türkiye Projesi”ni başlattık.
Aileden Sorumlu Devlet Bakanımız olarak destek vereceğinizi düşündüğümüz bu proje ile ilgili olarak her türlü bilgiyi arz etmeğe hazırız.
Saygılarımızla.
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi “Rektör”ü
Turgutreis- BODRUM
***
DİYOJEN’DEN
ERCÜMENT YILMAZ’A
AÇIK MEKTUP
Ercüment Yılmaz,
İzmir Emniyet Müdürü
Sayın Ercüment Yılmaz,
Yıllar önce, İstanbul Taksim Meydanı trafik kavşaklarında kırmızı ışık kuralını ihlal eden yayaları uyarırken gözaltına aldırdığın ( 24. 04. 1998/ Milliyet/ Kırmızı ışık eylemcisi göz altında) Galip Baran’ı,
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaptığı, yıllardır devam eden “okul dışı eğitim” çalışmalarında yeni bir bilinç kavramı geliştiren, davranış biliminde “devrim” yapan, kendisini tanıyan, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümseyen, “yasa bağımlısı” olan, edindiği “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesini kuran, “Bilinç Çağı”nı başlatan Galip Baran’ı,
hatırlıyor musun ?
Sayın Yılmaz,
Aslında bu mektubu yazmaktan amacım Baran’ı hatırlatmak değil, seni uyarmak. Şöyle ki:
Sen bir “kanun adamı”sın. Baran da “kanun adam”ı (yasa bağımlısı”. Farkınız: sen “görevli”sin o “gönüllü. Üstelik o bu görevi için bir ücret hatta bir teşekkür bile beklemiyor. Kendisinden yararlanmanı istiyor… Ondan yararlanırsan kazanan da sen olacaksın…
Bilinç Üniversitesi hakkında daha fazla bilgi edinmek istersen, sayın Hasan Çömlekçi’nin 24. 05. 2009 tarihli Haber Türk Gazetesi Egeli Ekinde yer alan yazısından yararlanabilirsin.
Saygılarımla.
DİYOJEN
Rektör
Bilinç Üniversitesi
Turgutreis- BODRUM
NOT: E-POSTA ve WEB adreslerinde görülen Galip Baran adı sizi şaşırtmasın Bilinç Üniversitesi Rektörlüğü görülen lüzum üzerine .DİYOJEN’e devredilmiştir.
***
MÜFREDAT: "YENİ VE SON VERSİYON"
MÜFREDAT…
Ben Galip Baran
Bundan böyle:
(A)
Aşırı tüketmeyeceğime,
Vergi kaçırmayacağıma,
Çevreyi kirletmeyeceğime,
Milli servete zarar vermeyeceğime,
Trafik kurallarını çiğnemeyeceğime,
Rüşvet vermeyeceğime/almayacağıma,
İmar yasasına aykırı işler yapmayacağıma,
Sağlığa aykırı alışkanlıklar edinmeyeceğime,
İş ahlakının korunması için çaba göstereceğime,
Her şeyi devletten bekleme alışkanlığını terk edeceğime,
Diğer deyişle, KIRMIZIDA DURACAĞIMA, eşdeyişle “bencillik”le, daha açık deyişle, “Burası Türkiye Bağımlılığı” ile savaşacağıma, şöyleki:
(B)
Sayılan alanlarda KIRMIZIDA GEÇMEK isteyenleri, yani “Burası Türkiye Bağımlıları”nı SOSYAL YAPTIRIM olarak bilinen yöntemle uyaracağıma,
(C)
Uyardıklarıma, kendilerinin de KIRMIZIDA GEÇMEĞE kalkışan başka “Burası Türkiye Bağımlıları”nı aynı yöntemle uyarmalarını önereceğime,
SÖZ VERİYORUM.
KIRMIZIDA DURMAK: Bireyi “Burası Türkiye Bağımlılığı”ndan kurtaran bir ilkedir.
SOSYAL YAPTIRIM: “Burası Türkiye Bağımlıları”nı, kırmızıda geçmeğe kalkıştıkları anda utanmaktan başka bir tepki gösteremeyecek şekilde uyarmaktır.
(*) : Beni “Burası Türkiye Bağımlılığı”ndan kurtaran bu “müfredat” yaşama geçtiğinde, “Yurtta Barış”ın gerçekleşeceğine gönülden inanıyorum…
Galip BARAN
Rektör
Bilinç Üniversitesi
Turgutreis- BODRUM
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
www.turkcelil.com
ADRES: 4076 Sokak No:5/2 Turgutreis- BODRUM