17 Nisan 2008 Perşembe

"KAYMAKAM"

KAYMAKAM...
Galip BARAN
Turgutreis, Bilinç Ünivbersitesi Kurucu Rektörü
Bir zamanlar Bodrum’da bir KAYMAKAM vardı. Adı UĞUR BORAN’dı. “Sivil Toplum”un elinden tutardı. Çevre ve trafik sorunlarını önlemek için başlattığım çalışmaları Turgutreis ve Bodrum Belediye Başkanlarını kızdıracak kadar ciddiye aldığımda, üstlendiğim sorumluluğun gereğini yerine getirdiğimde, diğer deyişle, onları (Başkanları) denetlediğimde, “sen onların yapamadıklarını yapıyorsun” derdi. O, “kaymakam gibi bir kaymakamdı” vesselam…
Bir gün VALİ OLDU.
Ama AKP Hükümet olunca onu merkeze aldı. İstanbul Valiliğinde sekreterlerle paylaştığı bir odada bir süre oturdu. ATIL KALDI. Onu HARCAYAN zihniyet için neler düşündüğümü, ülke hesabına ne kadar üzüldüğümü bilemezsiniz. Son arayışımda, “istifa etti” dediklerinde sebep olanlara ne kadar “iyi-dua” ettiğimi tahmin edemezsiniz…
KEŞKE; bu ülkenin kaymakamları UĞUR BORAN gibi olsalar. “Okul dışı eğitim” çalışmalarımızda geliştirdiğim, Uygulama Protokolunu UĞUR BORAN’la birlikte hazırladığımız ( İlk ve Orta Öğretim Okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması için M. E. Bakanlığına başvurduğum, M.E.B. Talim Terbiye Kurulunun ilgili komisyonunda yıllardır bekletilen/uyutulan) “Trafik sorunun halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”ni onlar da yaşama geçirseler…
KEŞKE; bugünkü Kaymakam Abdullah Kalkan da UĞUR BORAN gibi bir Kaymakam olabilseydi. Sözü edilen projeyle ilgili dosyalarımla yanına gidip, “Milli Eğitim Müdürü ve Emniyet Müdürü ile görüşmek, onlarla işbirliği yapmak istiyorum” dediğimde:
* “Seni Milli Eğitim Müdürü yapalım bari” demeseydi. Benimle dalga geçmeseydi.
* M. E. Bakanlığı T.T. Kurulunda yıllardır bekletilen o proje Bodrum’da uygulansaydı.
* Yukarıda sözü edilen, “Ölünceye kadar uygulama”yı TAAHHÜT ettiğim, “Trafik sorunun halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma projesi” amacına ulaşsaydı. (“Her Kavşağa Bir Galip”; Sabah Gazetesi, İstanbul Kadıköy yakası eki;16 Aralık 1997)
* Öğrencileri o projede çalışırken görenler, onlara da, “herkes senin gibi olsa”, “sen ibadet ediyorsun“, “sen bizim için, insanlık için çalışıyorsun”, “ senin gibilerin sayısı çoğalmalı”, hele, duyduğumda, beni düşündüren, “senin gibi 100 kişi olsa Türkiye Muasır Medeniyeti çoktan aşardı” deselerdi. “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni öğrenciler de yaşamlarına geçirselerdi...
* Öğrenciler de; Atatürk’ün, (1X 5,5 metrelik bir pankart olarak hazırlattığım, Milli Bayramlarda Turgutreis İskele Meydanında açtığım, sokaklara astırdığım, ancak Turgutreis Belediye Başkanının bana kızdığı için yok ettirdiği) “Çalışmanın en yücesi ulus için olanıdır” sözünün öneminin FARKINA VARSALARDI. Bu sözün anlamı, onların yüreklerine de NAKŞOLSAYDI. “Atatürk Sevgisi” böylece TEZAHÜR ETSEYDİ, KEŞKE…
Yukarıda yazdıklarımla, UĞUR BORAN’ı överken diğer kaymakamları küçümsediğim ya da Bodrum Kaymakamı’nı aşağıladığım düşünülmesin…
AMACIM;
* Atatürk’ün “çalışmanın en yücesi ulus için olanıdır” sözünün ve
* O’nun (Atatürk’ün) “fikir fedaisi” olan, M. E. Bakanlığı da yapan (adaşım)Dr. Reşit Galib’in müellifi olduğu “ANDIMIZ“da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”nin anlam ve önemini-
TOPLUMLA PAYLAŞMAK”tır.
Galip BARAN, Bilinçolog
Yasa Bağımlısı, “Bencil Varlıkların Üstüne Vazife Olmayan İşler” Uzmanı
HABİTAT Mevlana, Bilinç, Sencillik, Yolsuzlukları ve Yoksulluğu Önleme Kozaları Kolaylaştırıcısı

Hiç yorum yok: