18 Mart 2008 Salı

MİLLİ EĞİTİM BAKANI'NA "EMİRNAME"

HÜSEYİN ÇELİK’E
EMİR-NAME

Doç. Dr. Hüseyin Çelik
Milli Eğitim Bakanı
Sevgili Çelik;
Ben seni “kendim” den çok seviyorum. Seviyorum zira ben, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi” ni özümseyenlerdenim. Bu ilke, diğer taraftan, “yaratılanı sevmek” tir bilirsin. Sen ve ben “70 milyonluk dev bir aile”nin bireyleriyiz, üstelik !…
Bilirsin ki, “bencil bir varlık”, yurdu ve milleti, “özden çok”u şöyle dursun, “kendisi kadar” bile sevemez. Sevginin bu kadarı “sencil bir varlık” olmayı; Başka bir deyişle, “diğerkâm” ya da “özgeci” bir kişilik edinmeyi ve “kendini aşmayı” gerektirir.
Sencillik, diğerkâmlık, ya da özgecilik; bildiğin gibi, “Haşr süresi 9. Ayetin” nde yer alan bir kavram olup, mutluluğu başkasının mutluluğunda bulan, (eş deyişle) nefsine hükmedebilen insanın özellikleridir.
Şöyle ki; ( Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali- Elmalılı Hamdi Yazır- Ayfa Basın)
“Muhacirlerden önce Medine’yi yaşama ve iman yurdu edinmiş olanlar, kendilerine hicret edenlere muhabbet beslerler ve onlara verilenden nefislerinde bir kaygı duymazlar; Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, muhacirleri kendilerine tercih ederler. Her kim nefsinin hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa ereceklerdir!”
Bizler; Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlâkı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yıllardır devam eden okul dışı eğitim çalışmalarımızda eylediğimiz ameller sayesinde “insan-ı kâmil”, eş deyişle, “sencil varlık” olma konusunda küçümsenemeyecek bir YOL ALDIK.
Çalışmalarımızı izleyenler, “ibadet ediyorsunuz”, “herkes sizin gibi olsa” ya da “sizin gibilerin sayısı çoğalmalı” benzeri değerlendirmeler yapmaktalar…
Ben, “sencilik” kavramını özümsemiş bir varlık olarak;
· Bu yazının sonunda da görüldüğü üzere; Bilinçolog, Yasa Bağımlısı, HABİTAT Mevlana, Bilinç, Sencillik, Yolsuzlukları ve Yoksulluğu Önleme Kozaları Kolaylaştırıcısı,
· “Bencil varlıkların üstlerine vazife olmayan işlerin” uzmanı,
· Türkiye Cumhuriyeti Devletini “dış borç boyunduruğundan” kurtarma girişiminde bulunan bir insan da oldum. (Ne var ki, bu girişimi ne sizden önceki ne de sizin de içinde bulunduğunuz 59. ve 60. Hükümetlere kabul ettiremedim.)
Bu yazının (NAME’nin) bir benzerini Sevgili Erdoğan’a da gönderdim.
Sayın Deniz Baykal’a, ilkokulda her sabah okunan “ANDIMIZ” da yer alan, “yurdu ve milleti özden çok sevme dersini” vermekle çok meşgul olduğu için olacak, gönderdiğim NAME’yi okuyacak vakti bile bulamadığını sanıyorum., sevgili Erdoğan’ın...
Diğer taraftan, “okul dışı eğitim” çalışmaları, bize, “yurdu ve milleti özden çok sevmeyi” öğretmekle kalmadı;
* “Yurtta barış-dünyada barış” için çalışmayı,
* “Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedeflere yürümeyi”,
* “Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızı olmayı” da öğretti.
Sevgili Çelik,
Bu ülkede yaşayanların yüzde doksanın üstünde bir çoğunluğu Müslüman ise, Haşr suresi 9.cu Ayeti “sencil, diğerkâm, özgeci varlık,” olmayı öngörüyorsa ve dinimizde, Arapçası “emri bil maruf- nehy-i anil münker” olarak bilinen; İyiyi, güzeli, doğruyu desteklemeyi; Kötüyü, çirkini, yanlışı engellemeyi emreden bir kavram varsa, buna rağmen “yurtta barış” yoksa, varın siz hesap edin “okul dışı eğitim”in önemini…
Sayın Çelik,
Diğer yandan, geçenlerde basından “din dersi” nde ısrar ettiğini öğrendim. (Bakan Çelik zorunlu din dersinde ısrarlı; 10 Mart 2008; Milliyet) Bize göre zorunlu olması gereken asıl şey: “din” dersinin yanında “bilinç” dersinin de konulmasıdır.
Bizler, yukarıda sözü edilen çalışmalarla “bilinç” konusunda da uzmanlaştık.
Örneğin; ben, başta da açıkladığım üzere, “Bilinçolog” oldum.
Diğer taraftan, “bilinç” konusunun ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması için senin Bakanlığına yaptığım başvurular dikkate alınmadı. Bu konudaki düşüncemi, önceki yıl, Muğla Valiliği “oluru” ile Bodrum’da İlk ve Orta Öğretim Okulları öğrencilerine verdiğimiz “bilinç konferansları”nda da dile getirdim. (Okullara Bilinç dersi konulmalı/ 19. 06. 2006 / Hürriyet -Ege) Sırası gelmişken, sözü edilen konferanslarım, ertesi yıl Bodrum Kaymakamlığı tarafından engellendi. ( Bodrum Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 15. 12. 2006 tarih ve / SAYI: B.08.4.MEM.4.48.01.02.050/7649)
Ayrıca, “bilinç konferansları”nı yaygınlaştırılmak amacıyla bir sempozyum düzenlemek istedim. Bu konuda yaptığım başvuruya Muğla Milli Eğitim Müdürü bunun için bir “usta öğretici” belgesine ihtiyaç olduğunu ve bunun kendisini aştığı yanıtını verdi.
Sözü edilen belge için Bakanlığınıza Muğla Valiliği aracılığıyla yaptığım başvuruya mevzuatta, “bilinç” konusunda “usta öğretici” belgesi verileceğine dair bir kayıt bulunmadığı yanıtı verildi. ( Muğla Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü/ 18. 09. 2006/ SAYI: B.08.4.MEM.4.48.00.03/324-22487)
Sevgili ve Değerli Çelik,
“Çevre, tasarruf, trafik, vergi ve hepsinden önemlisi “toplumsal sorumluluk bilinci” gibi halkın umursanadığı kavramları dikkate alarak: “yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesinin yaşama geçmesini önemsediğine inanarak, “eğitim ordusunun komutanı” sıfatını da göz önünde tutarak, “bilinç” konusunun İlk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması için Bakanlığına yaptığım, sonuncusu 8.09.2005 tarihli T.T. Komisyonu’nda HASIRALTI edilen başvurularımı dikkate almanı;
“EMRETMEK” gereğini duyuyorum…
HER ŞEY DOÇ. DR. HÜSEYİN ÇELİK’TEN BEKLENMEMELİ…
Ayrıca, yukarıda sözü edilen, “usta öğretici” belgesi”ni nereden, ya da hangi kurum ya da kuruluştan temin edebileceğim konusunda da yardımını bekliyorum.
Sevgi ve saygılarımla..

Galip BARAN
Bilinçolog-Yasa Bağımlılığı ve İnsan Davranışları Uzmanı
HABİTAT; Mevlâna, Bilinç, Sencillik, Yolsuzlukları ve Yoksulluğu Önleme ve “Yurtta Barış Dünyada Barış” Kozaları Kolaylaştırıcısı
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
e-posta:
galipbaran@ttmail.com - galipbaran@mynet.com
WEB: http://www.turkcelil.com/ - http://www.galipbaran.blogspot.com/

Hiç yorum yok: