Galip BARAN
Aylar önceydi, Talat Halman, Milliyet’te, geri kalmış ülkelerdeki çocukların bile sağlıklı bir çevre ve uygar bir toplum için gönüllü çevre etkinlikleri yaptıklarını yazıyordu. Ve “Bizim çocuklarımız da böyle işler yapıyorlar mı?” diye soruyordu.Sanırım bu soruya olumlu yanıt verilemez. Ancak, bu konuda çocuklarımızı suçlamak haksızlık olur. Sorun, biz yetişkinlerden kaynaklanıyor. Onlara örnek olmuyor, öyle bir işe yapmağa kalkıştıklarında ciddiye almıyoruz. Çoğu kez, “Dünyanın enayisi sen misin?” diyoruz. Heveslerini kırıyoruz.Geçen yaz, Turgutreis’te, elde çivili sopalarımızla bir çöp toplama kampanyası başlatmıştık. Katılanların çoğu 8-10 yaş arası çocuklardı. Öylesine coşkuluydular ki, en küçüklerini, yürüdüğümüz yolda bir kazadan korumakta zorluk çekiyorduk. 11 ayı aşmakta olan bu kampanya süresince, “Amca, ben de size katılmak istiyorum, o çivili sopadan bana de yapar mısın?” diyen pek çok ilkokul öğrencisi ile karşılaştık. Çocuklar çevre konusunda duygu dolu, ciddiye alınmayı bekliyorlar.Öte yandan; büyüklerin söylediklerini sürekli yapıyor olmanın neden olabileceği olumsuz birikimlerini dışa vurabilmelerine olanak sağlayacak bu tür eylemlerini hafife almakla, onların özgüven, sorumluluk duygusu ve kişilik kazanmalarını da engellediğimize inanıyorum.Gezegenimizin uğradığı bu “çevre felaketi” karşısında, “Ben masumum” diyebilecek tek bir insanın olabileceğini sanmıyorum. Dünyaya geldiğimiz gün başlayıp, yaşadıkça artan bir şekilde katkıda bulunmaktayız çevre kirliliğine. Yetişkinler, bu gerçeğin farkında değiller. Yetişkinler! Hiç değilse, gelin, çocuklarımızı yüreklendirerek katkıda bulunalım biz de sorunun çözümüne. Onlar; düzenleyecekleri bu tür etkinliklerle “büyüklük kompleksi”mizi kırmamızı, bu “zalim engel”i aşmamızı sağlayabilir, çevre sorunlarına sahip çıkmamızı kolaylaştırabilirler… Haydi çocuklar! Çevre için çalışanlar takımında yerinizi alarak, yetişkinlere öncülük edebileceğinize, onları uyandırabileceğinize inanıyoruz.Gali BARANÇevre Koruma Gönüllüleri TemsilcisiNOT: Sözü edilen kampanyayı başlattığımız günden bu yana 17 yıl geçti. Bir elde çivili sopa (İspanyol kılıcı) ile çöp toplayan “Üç Silahşörler” den emekli Albay Cevdet Ayken’i bir trafik kazasında kaybettik. Diğeri, Sayın Haydar Güllüce silah bıraktı. Belediye Başkanının bu çalışmaya tepki göstermesi üzerine, sayın Güllüce de, sayıları zaman zaman 70-80’i bulan diğer katılımcılar gibi yılmış olmalı...Yetişkinlere gelince: Bazıları iskambil, taş, tavla oynuyorlar. Bazıları, çöp topladığımız güzergâhta sağlık yürüyüşleri yapıyorlar. Bazı aydınlar (!) bir taraftan kahvelerini höpürdetirken diğer taraftan memleketi kurtarıyorlar. Daha ileri düzeydekiler? Durmuyorlar, yürüyorlar, elde bayraklarla mitinglere katılıyorlar, süreci hızlandırıyorlar…Çevre(cik) perişen. “We are all in the same boat” diyen “bencil varlıklar”ın elinde yok ediliyor. “Senden n’aber?” derseniz. Çöp, izmarit, atık kâğıt toplamaya, kural çiğneyenleri uyarmaya devam ediyorum. Arada eski defterleri de karıştırıyorum. galipbaran@ttnet.net.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder