27 Aralık 2007 Perşembe

ÇEVRE VE EMEKLİLER
Yayınlayan
Haberci 2007/12/10
Gali BARAN -Turgutreis Çevre Gönüllüleri Temsilcisi. ÇEVRE”YE ÇÖZÜM EMEKLİDEN (24 Mart 1991/Cumhuriyet/ Tartışma) Emekli dostlar,Çevre kirliliği hızla artıyor, önlenemiyor. Merkezi ve yerel yönetimlerin önlemleri yetersiz kalıyor. Topluma, neredeyse, bu konuda bir kadercilik çökecek. Son günlerde bir çözümden söz edilmeye başlandı. “Vatandaşın katılımı olmadıkça bu sorun çözülemez” deniliyor. Yönetenler ve yönetilenler olarak bu konuda görüş birliği içinde oluşumuz olumlu bir aşama.Nitekim, sorunu, vatandaşın kirletme alışkanlığıyla bağdaştıran bu görüşün koşutunda yer yer kampanyalar yapıldığını görmekteyiz. Bu gönüllü çabaların yerleşik “bananecilik” hastalığını sağaltacağına inanıyoruz.Çevre kirliliği uzaydan gelmiş bir felaket değil. Sorun, sözüm ona yaşam savaşı verirken, ölçüyü kaçırıp doğayı sömüresiye kullanmamızdan kaynaklanıyor. Bu yeni bir olgu değil. Doğayı baştan beri sürekli kirleterek geldik bu günlere. Sorunun günümüzde ürkütücü boyut kazanması, “sömürgen”nin son on-yıllarda aşırı çoğalarak yol açtığı yıkımın, doğanın kendini yenileme gücünü kat kat aşmasıyla açıklanabilir. Bu görüşe katılmak için önce Haliç’i sonra körfezlerimizi, ardından Marmara’yı, son olarak da Karadeniz’i ne hale getirdiğimizi hatırlamak yeterlidir. Bunlar biçare gezegenimizin kendisini “insana karşı savunma”da yenik düştüğünü gösteren bazı örneklerdir. Bu felaketi emekliler olarak, duyarlıkla izlemekte olduğumuzu sanıyorum. Aslında, yaşamımız boyunca, oluşumunu bir film şeridi gibi izlediğimiz bu sorunun en gerçekçi gözlemcileriyiz biz… Pek çok emeklinin bu sorunla ilgilendiğini biliyorum. Değerli emekliler!Belki, “bu konu toplumun sorunu, ben ne yapabilirim?” demektesiniz. Belki bir kararsızlık, ya da, ileri düzeyde bazı çabalar içindesiniz. Şu var ki, bu alanda, birilerinin diğerlerine örnek olmaları beklenir. Örnek olma konusunda gönüllü girişimlere gereksinim dorukta olup, emekliler olarak, en azından, kendi gözlerimiz üzerimizdedir. Bu bir çağrıdır. Bu çağrımın nedeni, Bodrum Turgutreis’te yapmakta olduğumuz kampanyanın yoğunlaştırdığı düşüncelerdir…Çevreye sahip çıkmak için çalışmak öylesine çekici olabiliyor ki, inanınız ne şu ne bu uğraş ne hararetli tavla partileri ne de kahve sohbetleri… Hepsi çok hafif kalıyor bu tutku karşısında. Çağrımı; “en iyisi, zamanı kullanma ya da harcama konusunda iyice düşünmeli, karar vermeden önce” diyerek yineliyorum. Sonuç olarak, “Çevre savaşı” başlatmak için bir “emekliler ordusu” kurnanızı öneriyorum. Elbette, önce sağlığımız sonra geçim durumumuz elverdiğince..Gali BARANTurgutreis Çevre Gönüllüleri Temsilcisi. NOT: Yukarıdaki yazının Cumhuriyet’de yayınlanışından bu yana, önceki, “Haydi Çocuklar! Çevreyi kurtarmaya” başlıklı yazım için olduğu gibi, 17 yıl geçti. Çevre konusunda Turgutreis’e başlattığımız çalışma, farklı alanlarda, bir elin parmaklarını bulmayan sayıda “sencil varlıklar”ın katkılarıyla sürdürülüyor. Şu var ki, bu çalışmaların, bize, özellikle bana çok faydası oldu. Başta kendimi olmak üzere insanı tanıdım. Yalnız ülkemizde değil, “küresel ısınma” dahil, dünyadaki sorunların tümünün insanın “bencil bir varlık” oluşundan kaynaklandığı gerçeğini öğrendik.Çağrıda bulunduğumuz emekliler mi? Bazıları iskambil, taş, tavla oynamayı, bazıları sağlık yürüyüşleri yapmayı sürdürüyorlar. Aydın (!) saymamız gereken bazıları ise; bir taraftan, bazı “köşe ağaları”nın (pardon yazarlarının) değerli eleştirilerini mütalaa ederken, diğer taraftan, memleketi kurtarma projeleri üretiyorlar…Bense; “çöp, izmarit, atık kağıt toplama, kural çiğneyenleri uyarma” çılgınlıkları yanında “eski defterleri karıştırma alışkanlığı” mı sürdürüyorum.
galipbaran@ttmail.com

Hiç yorum yok: