20 Haziran 2011 Pazartesi

(YASAYA, ANAYASA’YA İHTİYACI OLMAYAN ADAM: GALİP BARAN)

 Sayın Yekta Güngör Özden
Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı
*
Sayın Güngör Özden
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Seçkin Yayınevi / 2005) başlıklı kitabınızın önsözünde, özetle:
“Anayasa;
* Demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini tüm çağdaş nitelikleriyle gerçekleştirme çabasının kaynağı ve dayanağıdır.
* Hak ve özgürlükleri güvenceye bağlayarak Cumhuriyetimizin sonsuza dek yaşamasını sağlayacak temel kurallar dizinidir.
Hepimizin malıdır, ulusal onur belgesi ve simgesidir.
Anayasa konusunda yalnız siyasi partilere, yasama organına değil, her yurttaşa sorumluluk düşmektedir. Haksızlıklara her zaman karşı çıkmak erdemiyle tümleşecek uygar kişilik ve bilinçli yurttaşlık niteliği, bu görevi anlamlı ve onurlu kılmaktadır.”
Şeklinde bir açıklamaya yer vermiş olduğunuz görülüyor…
Sayın Özden,
Bu mektubu yazışımın asıl nedenine, yukarıda sözünü ettiğim Anayasa konusuna geçmeden önce, size olan bir özür borcumu ifade etmek istiyorum: Aylar önceydi, sanırım Kasım ya da Aralık aylarından biriydi. Size telefon etmiş, yıllar önce görüştüğümüzden söz edip kendimi hatırlatmış ve bir randevu talep etmiştim. Bahçelievler’de Ankara Üniversitesi Vakfında randevu vermiştiniz. Ani bir kararla Ankara’dan ayrıldığım için o randevuya icabet edemeyeceğimi bildirememiştim… Bu konuda affınıza sığınıyorum
Örneği ekte görülen,  M. E. B. Talim Terbiye Kurulu Başkanlığına gönderdiğim dilekçemde de ifade edildiği üzere, ben bir “yasa bağımlısı” yım ve bir Bilinçolog’um
Yasa bağımlısı” olduğumla ilgili bazı sonuçlar:
ÖRNEĞİN:
*    Turgutreis Yat Limanını, (a) ÇED Raporunu yok sayarak, denizi kirleterek, Çevre Yasası’nı ihlâl ederek, yolsuzluk yaparak inşa eden;, (b) Limanı, giriş kapılarına gölgelik olarak konulan brandaları zemine bağlayan çelik halatlarla yaya yolunu işgal ederek, kamusal alana tecavüz ederek, trafik güvenliğini hiçe sayarak, bu yolsuzluğu da yaparak işleten, Doğuş Grubu’na sözü edilen çelik halatları söktürdüm.
*    Turgutreis Otobüs Garajı karşısındaki Total Benzin istasyonunun da, aynı şekilde; yaya yolunu işgal ederek, kamusal alana tecavüz ederek, insan haklarını hiçe sayarak, Trafik Yasası’nı ihlâl ederek, yolsuzluk yaparak koyduğu reklâm panosunu da söktürdüm…
“Yasa bağımlısı” olduğumun kanıtları olarak kabul edileceğini umduğum bu eylemlerimle, ben; Türkiye’nin ve Türkiye Cumhuriyeti devleti’nin, Nasrettin Hoca’nın deyişiyle, “Parası olmayanın de düdük çalabildiği bir ülke ve bir devlet ” olması için yıllar önce başlatmış olduğum çalışmaların sonuçlarını almış bulunuyorum…
Diğer taraftan, bu eylemlerimin; Anayasa kitabınızın önsözünde yer alan, “Haksızlıklara her zaman karşı çıkmak erdemiyle tümleşecek uygar kişilik ve bilinçli yurttaşlık niteliği, bu görevi anlamlı ve onurlu kılmaktadır.”
Şeklindeki açıklamanızla da örtüştüğünü düşünüyorum…
Bilinçolog olup olmadığımı sorgulayabilecek olanların; “Bu konuda bana diploma verebilecek bir kişi, kurum, kuruluş ya da oluşum var mı, bu Gezegen’de? “ şeklindeki soruma bir cevap vermelerini istiyorum…
Diğer taraftan, yine örneği ekli “İnsan, Yasa, Anayasa ve Ben” başlıklı” yazımda da ifade edildiği üzere; “ben de, Sokrat, Zerdüşt, Bodhidharma gibiyim, benim de ne Yasaya ne de Anayasa’ya ihtiyacım yok” diyorum. Ve ilave ediyorum:  “Şu farkla ki; ben onların “Bilinç Çağı” versiyonu’yum.”…
Sayın Özden,
Yukarıda aklıma geldiği şekilde kaleme alıverdiğim bu mektubumda dile getirilen konularla ilgili bu görüş, düşünce ya da kanaatinizi lütfen açıklarsanız minnettar kalırım…
En içten saygılarımla…
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@ttmail.com
(1)    :  Bilinç Üniversitesi’nin işlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla “Bilinçoloji Ana Bilim Dalı”na dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmaktır.

Hiç yorum yok: