3 Mart 2009 Salı

YASA BAĞIMLISI “İŞ” ARIYOR …
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yıllardır devam eden okul dışı eğitim çalışmalarımızın sonunda “yasa bağımlısı” oldum. Bu bağımlılık benim mesleğim oldu. Bu meslekte rakibim de yok. “Tek” tabancayım. “Tek”im, “düm tek” değil, “tek”im, “tek”.
Diğer taraftan bir Bilinçologum. Bu ülkenin Bilgi Üniversitelerini Bilinçoloji Ana Bilim Dalı kurmaları, Bilinçolog yetiştirmeleri konusunda ikna etmek için de çalışıyorum. (Madde bağımlıları tedavi edilebiliyor.Yasa bağımlılarının bu bağlamda hiç şansı yok.)
Yukarıda sözü edilen mesleği, “bila-bedel” yani bedava yapıyorum. Ama ne yazık ki, bu mesleğin önemini, yasa bağımlısı olanın yolsuzluk yapmayacağını, yapamayacağını ne bu ülkede yaşayanlara, ne de bu ülkeyi yönetenlere anlatamadım. Herkes yolsuzluklardan yakınıyor ama kimse beni dinlemiyor.
Bu ülkeyi yönetenler bana “iş” vermiyorlar. İş vermemeleri neyse de, bazen gözaltına alıyorlar, “iş” yapmamı da engelliyorlar. ( Kırmızı ışık eylemcisi gözaltında/ Milliyet/ 22. 04. 1998) “İş” yaparken, “bila-bedel” çalışırken, “kaymakamdan izin aldın mı” diye soranlar da oluyor. Bu “matrak” soruyu duyduğumda tepem atıyor. Onlara, “saçmalamayın kaymakamdan izin de ne demek, ben kaymakamın baş edemediği sorunu çözmeğe çalışıyorum” diyorum. Onları, bazen, “kaymakama selam söyleyin, o benden izin alsın” diyerek tersliyorum…
“Yasa bağımlısı” sayısını çoğaltılmak amacıyla geliştirdiğim projeleri ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması için M. E. Bakanlığı’na gönderiyorum. “Değerlendireceğiz” şeklinde yanıtlar veriyorlar, ama hasıraltı ediyorlar. Bakanlık sorumluları da herkes gibi yolsuzluklardan yakınıyorlar ama “yasa bağımlısı” sayısının artmasını istemiyorlar… Bindikleri dalı kestiklerinin farkında değiller… Milli Eğitim Bakanlığının bu sözüm ona yetkilileri UYUYORLAR…
Yıllar önce, değerli dostum, kırtasiyeci Haluk Yıldız gibi, bu “işten vaz geçmemi” öneren, “artık yeter” diyenler de oldu. Ama imkanı yok, mümkün değil. Dedim ya bağımlıyım, alıştım bir kere. Alışmış kudurmuştan beter derler ya işte öyle…
Ne dersiniz, Türkiye’nin UYUYAN yetkililerinin önemini kavrayamadıkları “yasa bağımlıları”na, AB ülkelerinin ya da ABD’nin ihtiyacı olabilir mi acaba?
Bu konuda kime yazmam lazım, bilemiyorum… Yardımcı olursanız sevinirim…
Galip Baran
Turgutreis’in, Turgutreis’i ve Turgutreislileri Turgutreislilerden çok seven, “herkes senin gibi olsa “ denilen DELİSİ
***
Sayın Tuncer Güngör'e,
Aslında, "uyanmak" için "yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi"ni içselleştirmek yeterlidir. Atatürk bu milletin bir ferdidir...
Atatürk'ten İnsanlığa Yol Gösteren sözler/Truva Yayınları/ sayfa 12:
Cumhuriyetin on ikinci yıldönümü için, aralarında "Atatürk bizim en büyüğümüzdür", " Atatürk bu milletin en yücesidir", " Türk milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı"..." şeklinde yazılar bulunan dövizler hazırlanmıştı. Atatürk hepsini sildi ve şunu yazdı: "Atatürk bizden biridir".
Şu var ki, ne yazık ki, Türk halkı sözü edilen ilkeyi içselleştirememiştir. Nedeni "bencillik"tir. Bencil varlık, "özden çok"u şöyle dursun, "özü kadar" bile sevemez. İnsan genelde bencil bir varlıktır...
Bu konuda daha fazla bilgi için,
www.bilinç-üniversitesi.blogspot.com/ www.turkcelil.com/ www.internet.haber.eu/ www.galipbaran.blogspot.com adreslerine bakılabilir.
Galip BARAN
************BİR ALINTI !...******
Çekirdekten gelerek siyasetçi olmak, Devlet adamı olmak için yeterli midir?
Siyaset ayrı iştir, Devlet Adamlığı ise çok farklı ve ayrıdır. Devlet adamı vasfını alabilmek için çok özellik, birikim gereklidir. Devlet adamı uygar davranır, Sinirlense ve öfkelense de belli etmez. Siyaset bilimini, tarihle harmanlamıştır. Lafının ölçüsünü, endazesini bilir! Uluslararası ilişkilerin geçmişini bilmiştir.
Dünya siyaset tarihinde ülkesinin yerini, düşmanlarını, ülkesine yapılmış olanları çok iyi bilir. Bunların temelinde geleceğe ait alternatifli öngörüleri vardır. Ahlaklı ve erdemlidir. Entellektueldir... Uç kuruş-beş paraya ülkesini satmaz ! Özü, sözü doğru, adam gibi adamdır Devlet adamı ... Her şeyin en iyisini ben bilirim diyecek kadar da narsist değildir. Ekip çalışmasına yatkındır. Çevresini gerçek bilge, uzman, yetkin kurmaylarla donatır..
Örneğin; Bizden diye, yanına tekstil tüccarını Dışişleri bakanı olarak almaz !
Örneğin ABD'de mütercimlik yapan kişiyi, önce milletvekili, sonra AB'den sorumlu bakan yapmaz !
Örneğin İngiltere uyruğunda bulunan bir kişiye, Ekonomiden sorumlu kılan bakanlığı vermez !Kendi ülkesinin en itibarlı Bakanlığının değerli hariciyecilerineüst üste "monşer" demez !!! Tahkir etmez, hakaret etmez ! Yüksek yargıyla- Orduyla - halkıyla kavga etmez !!! Bolucu değildir. Birleştirici, bütünleştiricidir !!! Vatanseverdir. Yabancı Devlet başkalarıyla yapılan önemli toplantılarda, Dışişleri Bakanlığının sorumlularını kapı dışında tutmaz ? Neler konuştuğunu Devletten saklamaz !!! Devlet adamının sözlerinin içinde ince mizahla donatılmış akilci mesajlar olur.
Yani, lafı kodu mu oturtturur !!!
Davos'da Gazze konulu panelde,masadan öfkeyle kalkarak gidenBaşbakan Erdoğan'ı üzüntüyle izledim. Türkiye böyle bir yönetimi ve yöneticileri hak eden bir ülke değildir. Başbakan, Türkiye'de olsa, kendisini kızdıranları toz duman ederdi. Kendisine "emekliyim, açım " diye bağıran isçi emeklisine yapılanlar, O kişilerin başına gelirdi. Ne mi olurdu ;
Aynen Antalya'da olduğu gibi ! Yaslı adamı, Başbakanın korumaları yaka paça tutuklar, faullü gizlidarbelerle arabaya bindirir, kenar köse bir yerde daha da döverek, şehreuzak bir yerde bırakırlardı.
Şayet etrafta medya ve kameralar varsa; "Ananı da al git " diye adamı kovardı.
Daha sonra da kamu görevlileriyle adama baskı uygulatır. Anasını alıp da gitmediğine pişman ederdi. Veya bir sabah erkenden kapısı çalınır ," sıra size geldi " derlerdi !
Eh Davos gibi bir yerde bunları yapamayacağı ve yaptıramayacağı için, Ülkesinin hakkini koruyabilecek, akilli ve Devlet adamına yaraşır sözleretmek yerine, savlarını, düşüncelerini, gerçeklerin, aklin, bilginin, hakliliğin temelineoturtacak sözleri söylemek yerine, Başbakan Erdoğan kızdı, öfkelendi, kendisini kontrol edemedi. Kalktı ve meydanı terk ederek gitti. Geçenlerde bir karikatür İnternet ortamında dolaşıyordu.
Bir odaya koşarak giren adam, masa başındaki bilim adamına söyle diyordu; "profosör, Türk'ler yüzde yüz koyun insanlar yapmışlar"Başbakanı karşılatmak için, Atatürk havaalanına, Çalışmaması gereken saatte metroyu çalıştırarak, Bindirilmiş AKP kıtalarını hava alanına taşıtan İstanbul Belediye reisininbu kanun dişi uygulamasını görünce, gecenin kör ayazında ellerinde bayraklar, ne zaman hazırlandığı anlaşılamayan hamaset pankartlarıyla başbakan Erdoğan'ı karşılayan bu topluluğu görünce bu karikatürü anımsadım! "profosör, Türk'ler yüzde yüz koyun insanlar yapmışlar"
Başbakanlarının bir toplantıda, toplantıyı yönetene kızdığını söyleyerekmasayı terk etmiş olmasını, Hangi ülkenin akli basında olan insanları kahramanlık olarak niteler ?
Bu bir kahramanlık midir ?
Bu söz düellosundan kaçmaktır vatandaşım, kaçmak !!!
Gerçek Kahramanlar, halen Güneydoğuda dağlarda çarpışıyorlar !
Gecenin yarısını gecen zamanda Havaalanına gelmiş olan,
Bu insanların 2002 den bu yana nerelerde olduklarını da merak ettim ?
Ocak 2004 'de ABD'ye giden Tayip Erdoğan'a, İsrail'e hizmetlerinden dolayı, Amerikan Musevi Komitesi ADL tarafından "Cesaret Ödülü" verildi.... Bu ödülü alan "Yahudi olmayan" ilk ve tek kişi olma şerefi (!) Recep TayipErdoğan'a aittir.
Söyler misin, sen O zaman neredeydin? Kafası da, akli da, gözü de örtülmüş yurttaşım ;
Ne zaman mi? Söyleyeyim;
Bu yazdıklarımı iyi ve sindirerek oku değerli AKP'li yurttaşım. Seni incitmek, kırmak, üzmek için yazmıyorum. Aklin, izanın, vicdanin varsa okuyarak düşünmen için yazıyorum.
Bunlar Türkiye'nin ve Dünyanın yakın siyasi tarihine düşülen notlardır ;Hani ABD'li askerler tarafından, aynen Filistin gibi Müslüman halkı olanIrak işgal edildiğinde, *Neredeydin ?
*Irak'da 1.5 milyon insan öldürüldü ! *Neredeydin ?
*İki milyon Irak'la evlerini, yurtlarını , vatanlarını terk ederek canpazarından kaçtılar , *Neredeydin ?
*Yüzbinlerce Irak 'lı kadın , Suriye'de, Lübnan'da,Ürdün'de genelevleresatıldılar !Erkeksiz , sahipsiz, kocasız kalmış zavallı kadınlar ! *Neredeydin ?
*Camide ibadet edenleri kuşuna dizerlerken, Abu gureyp hapishanesinde akilalmaz işkenceler yapılırken *Neredeydin ?
*Amerika'li askerler ,küçük kızlara, analarına , Hem de yol ortasında 8-10kişi tecavüz ederlerken, bir de bu adiliklerini kameraya alırlarken ,*Neredeydin?
**Onlar Müslüman değiller miydi ? **Kızmaaa , oku , devam ediyorum ;
*Senin Kahraman diye karşıladığın , poh pohladığın *Başbakan Erdoğan **ve sen nerede idin ? *Sana hatırlatacağım Kahraman Başbakanın nerede olduğunu ;*O, *Irak'ı işgal eden ABD ve İngiltere'nin yanında idi !!!Amerikan askerleri için dua ediyordu ...Hatırladın mi duayı ?
Ölen milyonlarca Müslüman Irak'la için dua etmeyen kişi,Ölen Irak'lilarin kani ellerine bulaşmış idi...Duasını ise ,Amerikan askerlerine göndermişti !!!Ne sen vardın ortada ,Ne de Filistin için secim yatırımı yapan O kahraman !!!O , Bush ile el ele idi !!!Unutmuş gibi yapma ;BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi ,Hani ,Ortadoğu ve Orta Asya'da 22 ülkenin sınırlarını değiştirecek olanAmerikan projesi !O,Kahraman Başbakanın , eşgüdüm başkanı idi bu projenin !!Ben demiyorum ki ,Kendisi söylemişti !!!Hani Irak Suleymaniye'de , Türk askerinin karargahına her zamanki gibigörüşmeye gelen ABD askerleri , tuzakla askerimizi tutuklayıp, baslarınaçuval geçirdiklerinde ,
*Nerede idin ? *Hatırla ;
*Amerika'ya Nota verilmeyecek mi diye soranlara ne demişti **"kahraman!!!" Başbakanın ? **Siz notayı , müzik notası mi sanıyorsunuz ? Ve O kahraman BaşbakanAmerika'ya tek laf edemedi , tırstı !!! **Nota da veremedi... **O zaman neredeydin sen ? *Hani Kuzey Irak'a , PKK'ya karsı TSK'ye harekat izini veren tezkere vardı ya!Meclisten geçmişti !O kahraman Başbakan , Amerika'ya giderek , aylar sonra ABD'den icazet alarak,harekat yetkisini aylar sonra TSK'ye devretmişti.Tabii O sure içinde de kaçan kaçmıştı...Bush okeylemedikçe , TSK'nin eli bağlı tutulmuştu !Tabii O zamanlarda sen de ortalarda yoktun !!! Hani şehitlerimize*"kelle"*dediğin zamanlar ?*İste böyle AKP'li yurttaşım ... *Senin kahramanın *kağıttan kaplandır*... *Yanlış ayak izlerinin peşindengidiyorsun ... **Gözünü aç... **Aklini devşir... **Bu Yurttan başka yerimiz yok. **Bizi bölüyorlar... **Aklini , gözünü , bilincini örtüyorlar... **Uyan, **Uyan .... **Gerçek kahramanları ararsan , **Nerede olduklarını sana söyleyeyim ;**Onlar simdi Silivri'de... **ABD, AB düzmecesi , AKP katılımlı tuzağın içindeler...**Ama bu düzmeceler ,gün gelecek son bulacak ... **Demokrasi ve hukuk gereğini yapacaktır*.
Naci Kaptan - 01.02.2009--
"Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaksayılır."Mustafa Kemal ATATURK"
İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur. "Atasözü"
TANRI, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için TANRI'yıkullanırlar." Giordano Bruno
***Lütfen bu yazıyı tüm dostlarınıza iletiniz.
Lütfen ama... o kadar ki akp litanıdıklarınız varsa onlara da iletiniz. Zira Sakarya'da, Kocatepe de, İzmirde, Çanakkale de, Kars ta şehit olan kardeşlerimizin kanlarının yerdekalmadığına kendimizi inandırıncaya kadar. ATATÜRK ümüze olanbağlılığımıza ve inancımıza leke getirmemek için. Gün Uyumak değil UYANIKKALMAK zamanıdır. Bu vatan hepimizin.
SAHİP ÇIKALIM.................*

Hiç yorum yok: