21. 08. 2013
SİNAN AYGÜN CEVABI
(Ankara Ticaret Odası
(ATO) Başkanı Sn. Sinan Aygün’ün 28. 09. 2011 tarihli mektubu)
Sn. Galip BARAN
Turgutreis Gönüllüleri Temsilcisi
Sayın BARAN,
Ülkesini seven bir vatandaş olarak 5 Eylül 2001 tarihinde
göndermiş olduğunuz mektubunuzu aldım. Değerli düşüncelerinizle ülkenin içinde bulunduğu karanlık dönemden çıkarılması
için katkıda bulunmak istemeniz gerçekten takdire değer.
Kendi çabalarınızla yürüttüğünüz kampanyalar ve Başbakanlığa
sunduğunuz “Türkiye’yi dış borç yükünden kurtarma “ kampanyası önerisi,
yaşadığımız günler ne kadar zor olursa olsun, sizin
gibi ülkesini seven, çalışan, düşünce üreten yurttaşlarımız var olduğu
sürece, kriz ortamlarından çıkmamızın mümkün olduğunu gösteriyor.
Sayın Baran,
Trafik kazaları başta olmak üzere Türkiye’nin sorunlarına
krşı duyduğunuz hassasiyet v e bu hassasiyeti dalga dalga yurt geneline yayma projeniz gerçekten çok önemli bir atılım. “Ayıp”
olarak nitelendirdiğiniz dış borç yükünden kurtulmak için önerdiğiniz proje de,
Türk halkının fedakârlığının göstergesi. Kurtuluş Savaşı’nda giyecek
ayakkabısı, içecek suyu yok denecek kadar az olan Türk halkı, azim ve fedakârlığıyla
yeni bir Cumhuriyet kurdu. Yaşadığımız bu krizden çıkmanın yine Türk halkının azim ve fedakârlığı ile mümkün olacağı
ortada. Ancak bu önerinin uygulanabilirliği Allah göstermesin ama daha çok zor
günler için saklanmalıdır. Çünkü bu ülkenin vatandaşlarının göstereceği
fedakârlıktan önce yapılabilecek pek çok şey vardır. Bu konuları da biz
defalarca başta Sayın Başbakan Bülent
Ecevit olmak üzere hükümet üyelerine ilettik.
Devlet İstatistik Enstitüsünün yaptığı açıklamayı mutlaka
okumuş ya da duymuşsunuzdur. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük
küçülmesini yüzde 11.8 rakamıyla bu yılın ikinci çeyreğinde yaşadı. Yaklaşık 25
bin işyeri kapandı. Yaklaşık 2 milyon kişi işsiz kaldı Çalışan vatandaşların
ise nasıl geçindiği malum. Bu ülke vatandaşların yüzde 99’u kıt kanaat geçimini
sürdürmeye çalışırken, yüzde birlik dilimde yer alanlar hala safa sürüyor.
Gelir dağılımında adalet sağlanmadığı sürece, başka çıkış yoları kullanılmadan
önce bu halktan fedakârlık istemeye kimsenin hakkının olmadığını düşünüyorum. Fedakârlık yapması gereken öncelikle hükümettir. Kamu
sektöründeki israfı defalarca dile getirmiş olmamıza haya yetinmeyip takvim
yaptırıp dağıtmış olmamıza karşın, israfın başını hala kamu sektörünün
çektiğini görüyoruz.
Bankalar aracılığıyla milyonlarca doların kimlerin cebine
gittiği belli olmadığı, suçluların cezalandırılmadığı bir dönemde halktan
fedakârlık istemeye kimsenin hakkı olmadığına inanıyorum.
Gün geçmiyor ki, Başbakanlık binalarının önünde bir eylem
yapılmasın. Halkımız zaten ekonomik krizden sosyal dengesini de yitirmek üzere.
Sosyal patlama yaşanması için ille de toplu yürüyüşler ve taşkınlıklar
yapılması gerekmiyor. İntiharlar, boşanmalar bu krizin halka yansımasını gösteriyor.
Bu ülkenin, etkin ve verimli kullanılması
durumunda krizi atlattıracak kadar kaynağı mevcuttur. Yeter ki, yöneticilerimiz
sizin gibi vatansever insanlarına lâyık olmayı bilsin.
Değerli mektubunuz için yeniden teşekkür eder,
çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Saygılaımla.
Sinan AYGÜN
Yönetim Kurulu
Başkanı
GÜNÜMÜZDEKİ DEĞERLENDİRME…
“Türkiye’yi dış borç yükünden kurtarma kampanyası”nı
başlatma girişimimin, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsemiş
olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum.
Diğer taraftan, bu
ilkeyi özümseyebilmek için insanın bencillikten (hodkâmlıktan) kurtulmuş,
sencil (diğerkâm) bir varlığa dönüşmüş olması gerektiğine ve diğerkâm bir varlığın başka türlü
davranmasının mümkün olmadığına inanıyorum…
Öte yandan, Başbakan Ecevit ve hükümetiyle ilgili olumsuz
değerlendirmeleri,(suçlamaları) ; Sn. Sinan Aygün’ün bencil (hodkâm) bir varlık
olduğu ihtimali dikkate alınarak düşünülecek olursa, haklıdır…
Herkesin hoşgörüsüne sığınarak, “NE MUTLU DİĞERKÂM
OLABİLENE” desem ayıp olmaz inşallah…
Galip (diğerkâm)Baran