BODRUM
Konu: HABİTAT Ruhu’nun canlandırılması çalışmaları kapsamında yapılacak etkinlik
1996 yılında, Bodrum’da, “Yaşanabilir bir Bodrum” sloganıyla başlatılan, ancak sürdürülemeyen;
(a) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in,
“ İstanbul’da gerçekleştirilen HABİTAT II Konferansının katılımcıları tarafından benimsenen anlayışa göre, yerleşim alanlarının güvenli, sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesinde resmi organizasyonlarla sivil toplum kuruluşlarının dayanışma, işbirliği ve ortaklılar temelinde çalışmaları esastır.
Bu bakımdan öncü ve örnek bir etkinlik olarak değerlendiriyorum”
Diyerek, ÖNEMİNE dikkat çektiği,
(b) Belediye Başkanı olan Tuğrul Acar’ın,
“ Bodrum’da yaşayanların kentle ilgili kararlara katılmalarına ve sorunlara birlikte çözüm aramalarına büyük bir heyecanla yaklaşıyoruz. Kentin sorunlarına çözüm bulmak için başlatılmış bu çalışmaya gönülden destek vermeye hazırız.”
Diyerek, EV SAHİPLİĞİNİ üstlendiği,
Yerel HABİTAT Konferansını, bu defa, ilkinden alınan dersleri de dikkate alarak, yeniden başlatmanın hazırlığı içindeyiz…
Bu hazırlık kapsamında gerçekleştirilecek etkinlik programı eklidir.
“Burası Türkiye” konulu sergisi eşliğinde gerçekleştirilecek bu etkinlikte, Bodrum halkına “Daha Yaşanabilir bir Bodrum” için katkıda bulunma çağrısı yapılacaktır
Saygılarımızla arz ederiz
Galip BARAN
Bodrum HABİTAT Emekliler, Trafik ve Yurttaşlar Kozaları Kolaylaştırıcısı
Tel: (0252) 382 34 77 - (0535) 844 84 76
e-posta: galipbaran@ttmail.com
www.bilinc-universitesi.blogspot.com, www.galipbaran.blogspot.com
ADRES: 4076 Sokak No: 5/2- TURGUTREİS
EK: 1, HABİTAT Etkinlik Programı,
2. BODRUM Halkına Duyuru.
***
HABİTAT ETKİNLİK PROGRAMI
YERİ : Bodrum Belediyesi önü
GÜN : 18 Kasım 2009
SAAT : 10:30
DUYURU
Değerli Bodrum halkına
1996 yılında “Yaşanabilir bir Bodrum” sloganıyla gerçekleştirilen Bodrum Yerel HABİTAT Konferansı’nın devamlılığı sağlanamamış, başka yerel HABİTATLAR için örnek olunamamıştır.
HABİTAT Konferansının bu defa, “Daha Yaşanabilir bir Bodrum” sloganıyla tekrar başlatılması için hazırlık yapılmaktadır. Bu konuda Bodrum Belediyesi önünde bir etkinlik düzenlenmiştir. 18. Kasım 2009 günü saat 10:30 ‘da bir sergi eşliğinde gerçekleştirilecek bu etkinliğe ”Daha Yaşanabilir bir Bodrum” Konferansına katkıda bulunmak isteyen Bodrumlulara saygıyla duyurulur.
Program Komitesi adına.
Galip BARAN
Bodrum HABİTAT Emekliler, Trafik ve Yurttaşlar Kozaları kolaylaştırıcısı
***
BBC Türkçe Servisi
İNGİLTERE
Sayın BBC Türkçe Servisi ilgilileri,
Bu iletinin size ulaşacağından pek emin değilim…
Ulaştığı konusunda bilgi verirseniz; çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda 20 yıl önce başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmalarda edindiğimiz, dünyayı değiştireceğine inandığımız birikimle ilgili bazı yazılarımızı göndereceğim.
Yardımcı olursanız sevinirim.
Saygılarımla.
Galip BARAN
“Yasa bağımlısı”, “Zoraki Bilinçolog” ve Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
***
TÜRK GİBİ Mİ, İNGİLİZ GİBİ Mİ ?
Türkler, “yasa”dan, “anayasa”dan söz ederler, ancak yasalara, işlerine ve kolaylarına geldiği yerde, işlerine ve kolaylarına geldiği zamanda ve işlerine geldiği kadar uyarlar. İşlerine gelmediği yerde uymazlar. Yolsuzluk yaparlar. Uyarıldıklarında “Burası Türkiye mazereti”ne sığınırlar.
Görülen o ki, Türkiye’ye gelen bazı yabancılar da aynı şekilde davranmaktalar, yolsuzluk yapmaktalar. Onlar da kendilerini “Burası Türkiye” diyerek savunmaktalar. Anlaşılan o ki, “Burası Türkiye” bir bağımlılık. Madde bağımlılığından da ileri bir hastalık…
Bu saptamaları yapma noktasına nasıl geldiğime gelince
1989 yılında Bodrum’un Turgutreis Beldesi’nde başlattığımız çöp toplama kampanyası, izleyen yıllarda, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda “insan kusuru” etmenini en aza çekmeyi hedef alan projelere dönüştü.
İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim çalışması” olarak tanımladığımız bu projeleri uygularken, sözü edilen alanların tümünde bilinçlendim, yaşam biçimim 180 derece değişti. Hodkamlıktan kurtuldum; diğerkam bir kişi oldum. Aynı süreçte:
* “Kanun bağımlısı” oldum. (kanun kavramıyla özdeşleştim)
* Kendimi tanımağa başladım.
* Türkiye’yi dış borç yükünden kurtarmak için uğraştım.
* “Bilinç Çağı”nda yaşamakta olduğumun farkına vardım.
* Edindiğim “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi’ni kurdum.
* Öğrencilik günlerimde içtiğim And’da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedim.
* “İklim değişikliği” sorununun insanoğlunun bu gezegende bencilce yaşamakta oluşundan kaynaklandığını idrak ettim.
* “Toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığım, (çok hafife alındığı nedenle bedeli ağır bir şekilde ödenmekte olan) bir kavramı geliştirdim ve hayata geçirdim…
İnsanoğlunun “Bilgi Çağı”nda öğrendiği “kitabi bilgi”nin, onu bilinçlendiremediğini; ozon tabakasının delinmesini, buzulların erimesini, yağmur ormanlarının yok edilmesini, sonuç olarak, “iklim değişikliği”ni önleyemediğini dikkate alarak düşündüğünüzde, “Bilinç Çağı”nın, “tecrübi bilgi”nin ve Bilinç Üniversitesi’nin anlam, önem ve misyonunu kolaylıkla değerlendirebilirsiniz…
1996 yılında İstanbul’da ardından Bodrum’da gerçekleştirilen HABİTAT Konferanslarına katıldım. Bodrum HABİTAT Konferansında Emekliler ve Trafik Kozaları Kolaylaştırıcılığını üstlendim.
Üstlendiğim bu sorumluluklarını gereğini, izleyen yıllarda, Ankara, İstanbul, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bilecik, Eskişehir Konya, Çorum, gibi illerde ve bazı ilçelerde de kozalar kurarak yerine getirdim.
Türkiye’nin, çevrenin kirletilmediği, aşırı tüketimin yapılmadığı, trafik kurallarının çiğnenmediği, sağlığa aykırı alışkanlıkların edinilmediği, verginin kaçırılmadığı, rüşvetin alınmadığı/verilmediği, iş ahlakına saygı gösterildiği, milli servete zarar verilmediği, imar yasasına aykırı işlerin yapılmadığı, her şeyin devletten beklenmediği, eşdeyişle, yolsuzlukların yapılmadığı bir ülke olması için çalıştım.
Görenler, bana, “herkes senin gibi olsa”, “senin gibilerin sayısı çoğalmalı”, “sen insanlık için çalışıyorsun” dediler, beni övdüler. Ama benim gibi olmalarını, benim gibilerin sayısını çoğaltmalarını, ya da insanlık için çalışmalarını önerdiğimde, “işim çok vaktim yok” dediler. İpe un serdiler…
Milli Eğitim Bakanlığı bilinç kavramıyla ilgili birikimimi ülkemin yararına sunma youndaki başvurumu “konu Bakanlığımızı aşar” diyerek geri çevirdi.ACZ ifade etti.
Sözü edilen çalışmalarda geliştirdiğim ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulmasını önerdiğim proje yaşama geçemedi.
Sayın ilgililer,
Türkiye’de yıllardır devam eden çalışmalarda bundan öteye geçemedim.
Aynı çalışmaları başka bir ülkede, örneğin İngiltere’de yapsaydım ne olurdu? Acaba İngilizler de 180 derece değişirler, “benim gibi olma”, “benim gibilerin sayısını çoğaltma”, “insanlık için çalışma” gibi konularla ilgilenirler miydi?
Bu soruyu İngiliz halkına iletirseniz , belki dünyada bir değişim süreci başlayabilir, İngiliz halkı bu konuda dünyaya öncülük edebilir. Atatürk’ün yüce hayali “Dünyada Barış” yaşama geçebilir.
Benim gibi olmak, benim gibilerin sayısını çoğaltmak, insanlık için çalışmak isteyenler için hazırladığım, “Dünyada Barış”ın reçetesi olacağına inandığım “Diğerkamlık Andı” eklidir.
Benim bir başka özelliğim, işe Türk gibi değil, İngiliz gibi başlamam. İngilizlere selam, yola devam…
Saygılarımla.
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi Kurucusu
Tel: (0252) 382 34 77 - (0535) 844 84 76
e-posta: galipbaran@ttmail.com
www.bilinc-universitesi.blogspot.com, www.galipbaran.blogspot.com
(1) : Bilinç Üniversitesi’nin misyonu: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak, böylece, daha bilinçli mühendislerin, mimarların, doktorların, psikologların vb meslek mensuplarının yetiştirilmesi çabalarına katkıda bulunmaktır.
***
GALİP BARAN ?
KİM BU GARİBAN ?
1989 yılından bu yana görev yapan “Bilgi Çağı” Cumhurbaşkanlarının , Başbakanların, Milli Eğitim Bakanlarının, İçişleri Bakanlarının, M. Sabri Kanlıkavak dışındaki Emniyet Genel Müdürlerinin, Lale Aytaman dışındaki valilerin, Süleyman oğuz dışındaki İl Emniyet Müdürlerinin, Hüseyin Eroğlu dışındaki İlçe Emniyet Müdürlerinin, Uğur Boran dışındaki Kaymakamların ciddiye almadıkları,
“Bilgi Çağı”nın yukarıda sayılan sözümona devlet ve kanun adamlarının neredeyse hiçbirisinin adam yerine koymadığı, bazılarının gözaltına aldırdıkları,
“Bilgi Çağı”nın bu gibi sözümona devlet ve kanun adamlarına rağmen Devlet’e sahip çıkan,
Devleti, bağımsızlığına gölge düşüren dış borç boyunduruğundan kurtarmak amacıyla “gönüllü vergi” vermek için çalışan,
“Bilgi Çağı”nın kavşaklarda kırmızıda geçen, yolsuzluk yapan, trafik ve çevik kuvvet dahil her rütbeden polislerini, her rütbeden askerlerini, avukatlarını, savcılarını, hakimlerini uyaran,
Turgutreis Yat limanını inşa ederken denizi kirleterek, Limanı işletirken kamusal alana tecavüz ederek yolsuzluk yapan Doğuş Grubu’nun (TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın TBMM Hizmet ödülü ile taltif ettiği) Başkanı Ferit Şahenk benzeri “Burası Türkiye bağımlıları” ile savaşan,
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda “okul dışı eğitim” olarak tanımladığı çalışmaları başlatan,
Sayılan alanların tümünde bilinçlenen, “Bilinç Çağı”nı başlatan, edindiği “tecrübi bilgi “ile bu gezegen’in tek Bilinç Üniversitesi’ni kuran,
Görenlerin, “herkes senin gibi olsa”, “senin gibilerin sayısı çoğalmalı”. “sen insanlık için çalışıyorsun” benzeri sözlerle övdükleri,
İstanbul HABİTAT’ın “Tek kişilik ordusu”, bu gezegenin tek “kanun bağımlısı” Galip Baran’ı tanımak isterseniz ,
Hiç kimse, “galiptir bu yolda mağlup” Baran’a ödül mödül vermeğe kalkışmasın, sakın. Bu ülkede yolsuzluk yapanlara bile TBMM Hizmet ödülü verilebildiğine göre…
İsmet SEYHAN
Bilinç Üniversitesi
Sosyal İşler ve Halkla İlişkiler Danışmanı
***
Sayın Müge Anıl
Bu sabah programınızı izledim. Gaziantep’te yaşanan, insanların insanları nasıl kandırabildikleriyle ilgili traji-komik yolsuzluk olayını öğrendim…
Bizler yıllardır devam eden “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız bazı çalışmaları yaparken bu gibi sorunların özünde yatan en önemli, belki de tek nedenin; hepimizin, tabandakinden tavandakine kadar her birimizin parçası olduğumuz halde ne yazık ki farkında olmadığımız bir sorunun ayırdına vardık. Deyim yerindeyse “jöton düştü”. Ayırdına vardığımız sorun: “Burası Türkiye bağımlılığı”.
Duyulduğunda herkesi gülümseten, çok hafife aldığımız, bu nedenle bedelini çok ağır ödediğimiz bir sorun bu bağımlılık.
Çok konuşulduğu halde bir türlü gerçekleşemeyen, “tek yürek”, “tek yumruk” olma, “birlik beraberlik” ya da “yurtta barış” söylemlerinin hayata geçebilmesi, adaletin sorun olmaktan çıkabilmesi, bu kadar çok polise, savcıya, hakime gerek kalmaması için, el ve gönül birliğiyle savaşmamız gereken bir illet bu.
Bu sorunla nasıl savaşabileceğimizle ilgili olarak geliştirdiğimiz, adınıza bir örneğini düzenlediğimiz “Diğerkamlık Andı” eklidir
Sayın Anıl,
Bodrum’da HABİTAT Ruhu’nu canlandırmayı öngören bir çalışma başlatmış bulunuyoruz. Bu çalışmayı18 Kasım 2009 Çarşamba günü Bodrum Belediyesi önünde gerçekleştireceğimiz bir etkinlikle kamuoyuna açıklayacağız. Bu etkinliği sözü edilen sorunla ilgili olarak hazırladığımız bir sergi eşliğinde gerçekleştireceğiz.
Saygılarımla.
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
Tel: (0252) 382 34 77 - (0535) 844 84 76
e-posta: galipbaran@ttmail.com
www.bilinc-universitesi.blogspot.com, www.galipbaran.blogspot.com
(1) : Bilinç Üniversitesi’nin misyonu: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak, böylece, daha bilinçli mühendislerin, mimarların, doktorların, psikologların vb meslek mensuplarının yetiştirilmesi çabalarına katkıda bulunmaktır.
Sayın Anıl
Programın sonraki saatlerinde, bir ara , “ ben kanunu düşünüyorum” dediniz. Ben bir “kanun bağımlısıyım”.