HALK MI ÜLKEYİ (yoksa!..) ÜLKE Mİ
HALKI DEĞİŞTİRİR ?...
Sayın M. Ali Birand,
01. 08. 2008 tarihli Hürriyet’teki “Mahkeme kararıyla çok kişiyi şaşırttı” başlıklı makalesinde şunları söylüyor:
“Birbirimizi hiç aldatmayalım. Genelde bizler fevri insanlarız. Öfkeyle ayağa kalkarız ve önümüzdeki her şeyi yakıp yıkarız Attığımız adımların kendimize zarar vereceğini de düşünmeyiz. Sonra, ertesi gün kendimize geliriz ve yaptıklarımızın hatalı olduğunu düşünürüz. Anayasa Mahkemesinin böylesine sağduyulu bir karar alabileceğini tahmin edenlerin sayısı azdı. Mahkeme çok kişiyi şaşırttı. Türkiye’nin değiştiğini de ortaya koydu.”
Sayın Birand’ın Türkiye’nin değiştiği düşüncesine katılamıyorum.
“Birbirimizi hiç aldatmayalım. Genelde bizler fevri insanlarız. Öfkeyle ayağa kalkarız ve önümüzdeki her şeyi yakıp yıkarız Attığımız adımların kendimize zarar vereceğini de düşünmeyiz. Sonra, ertesi gün kendimize geliriz ve yaptıklarımızın hatalı olduğunu düşünürüz. Anayasa Mahkemesinin böylesine sağduyulu bir karar alabileceğini tahmin edenlerin sayısı azdı. Mahkeme çok kişiyi şaşırttı. Türkiye’nin değiştiğini de ortaya koydu.”
Sayın Birand’ın Türkiye’nin değiştiği düşüncesine katılamıyorum.
Birand’ın, Anayasa Mahkemesinin bu kararıyla herkesi şaşırttığı savına katılabilirim ama kararın Türkiye’nin değiştiğini ortaya koyduğu düşüncesine kesinlikle hayır…
Anayasa Mahkemesinin kararlarını tartışacak değilim.
Anayasa Mahkemesinin kararlarını tartışacak değilim.
O iş benim uzmanlık alanım değil. Benim uzmanlık alanım “bilinç”tir.
Öyle ki: “bilinç bağımlılığı” ve “yasa bağımlılığı” gibi kavramları herkesle hatta Anayasa Mahkemesi Üyeleri dahil her insanla tartışabilirim….
Türkiye’nin değişip değişmediği konusuna dönecek olursak, diyeceğim şu: yıllardır devam eden insanı ve davranışlarını araştırdığımız, “okul dışı eğitim” çalışmalarımızda edindiğim birikim ve gözlemlerim Türkiye’nin değişmediğini gösteriyor…
“Türkiye’nin değişmesi”nden, ben “Türk halkının değiştiğini” anlıyorum.
Türkiye’nin değişip değişmediği konusuna dönecek olursak, diyeceğim şu: yıllardır devam eden insanı ve davranışlarını araştırdığımız, “okul dışı eğitim” çalışmalarımızda edindiğim birikim ve gözlemlerim Türkiye’nin değişmediğini gösteriyor…
“Türkiye’nin değişmesi”nden, ben “Türk halkının değiştiğini” anlıyorum.
Oysa, her şeyi devletten bekleyen Türk halkı hükümet değiştiriyor ama kendisi değişmiyor. Bu konuda Nuh diyor Peygamber demiyor”. Kendisi değişmedikçe de hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünemiyor. Düşünemiyor, zira her şeyi devlette bekliyor…
Merak ediyorum, “halkı değişmeyen bir ülke nasıl değişir” bilmek istiyorum.
Merak ediyorum, “halkı değişmeyen bir ülke nasıl değişir” bilmek istiyorum.
Bu soruya sayın Birand’dan yanıt bekliyorum…
Bir ülkenin halkı değişmez mi?
Bir ülkenin halkı değişmez mi?
Değişmez olur mu?
Türk halkı değişmedi, ama o halktan değişenler var. Kendilerini “Her şeyi devletten bekleme “illeti”nden kurtarmış birkaç kişi onlar…
Gelin “tavuk-yumurta tekerlemesi” benzeri bir başka soru ile bağlayalım sözü: “Halk değişince mi ülke değişir, yoksa ülke değişince mi halk değişir?”
Yukarıda söylediklerimin dayanaklarını bilmek isteyenler, meraklarını adı aşağıda görülen sitelerde bir gezinti yaparak giderebilirler
Sayın Birand’ın, beni muhatap alacağını, sükutu hayale uğratmayacağını ummak istiyorum…
Galip BARAN; Rektör
Gelin “tavuk-yumurta tekerlemesi” benzeri bir başka soru ile bağlayalım sözü: “Halk değişince mi ülke değişir, yoksa ülke değişince mi halk değişir?”
Yukarıda söylediklerimin dayanaklarını bilmek isteyenler, meraklarını adı aşağıda görülen sitelerde bir gezinti yaparak giderebilirler
Sayın Birand’ın, beni muhatap alacağını, sükutu hayale uğratmayacağını ummak istiyorum…
Galip BARAN; Rektör
Bilinç Üniversitesi, Turgutreis-BODRUM
TEL: 0252.382 34 77 - 0535. 844 84 76
E-posta: galipbaran@ttmail.com,
TEL: 0252.382 34 77 - 0535. 844 84 76
E-posta: galipbaran@ttmail.com,
*********************
HER KAVŞAKTA BİR DEDE
Milliyet ,OTO-MOTOR Dergisindeki yazısına,
“Ey ahali, duyduk duymadık demeyin;
Galip Dede devletin yapamadığını yapmağa soyundu.
Onu kimi deli, kimi de dikkat çekmek isteyen biri zanneti.
Ama o i çok güzel ve faydalı bir amaca hizmet etmek için soyunmuş ve yollara koyulmuştu” diye başlayan Mahmut Hayırlıoğlu, şöyle devam etti:
Keşke her kavşakta bir “Galip Dede”, “Fatma Nine” olsa da, kırmızıda durmayan otomobilleri, ya da kırmızıda geçen yayaları uyarsa.
Onlara bu suçu işlerken baksa, onlar da bir nebze uyansa…
Keşke benim yaşasaydı onu bu hareketin içine sokabilseydim.
Keşke benim dedem de Galip Baran gibi topluma faydalı bir amaca hizmet etseydi.
Keşke herkesin dedesi böyle bir amaca hizmet etmek için kavşaklarda yerini alsa.
Benim temennilerimin hayata geçmesi o kadar zor ve imkansız değil.
Sizler, dedelerinizin, babalarınızın “emekli olduk” diyerek bir kenara çekilmesine izin vermeyin. Galip Baran gibi onlar da toplumsal sorumlulukları paylaşabilir.
Galip Dede şuna inan k, (artık dile düştü ve herkes için söyleniyor ama…) Türkiye’de seninle gurur duyuyorlar..” diyen Hayırlıoğlu bakın Galip Dede için ne diyor. Onu nasıl tanımlıyor
O, bir idealist.,
O, ölmek var dönmek yok diyenlerden.
O, korkusuz. Çünkü davasında haklı.
O emeklilerin de yaşlılığında ülkesine faydalı olabileceğinin ispatı.
O, Trafik Polislerinin yakın dostu.
Milliyet ,OTO-MOTOR Dergisindeki yazısına,
“Ey ahali, duyduk duymadık demeyin;
Galip Dede devletin yapamadığını yapmağa soyundu.
Onu kimi deli, kimi de dikkat çekmek isteyen biri zanneti.
Ama o i çok güzel ve faydalı bir amaca hizmet etmek için soyunmuş ve yollara koyulmuştu” diye başlayan Mahmut Hayırlıoğlu, şöyle devam etti:
Keşke her kavşakta bir “Galip Dede”, “Fatma Nine” olsa da, kırmızıda durmayan otomobilleri, ya da kırmızıda geçen yayaları uyarsa.
Onlara bu suçu işlerken baksa, onlar da bir nebze uyansa…
Keşke benim yaşasaydı onu bu hareketin içine sokabilseydim.
Keşke benim dedem de Galip Baran gibi topluma faydalı bir amaca hizmet etseydi.
Keşke herkesin dedesi böyle bir amaca hizmet etmek için kavşaklarda yerini alsa.
Benim temennilerimin hayata geçmesi o kadar zor ve imkansız değil.
Sizler, dedelerinizin, babalarınızın “emekli olduk” diyerek bir kenara çekilmesine izin vermeyin. Galip Baran gibi onlar da toplumsal sorumlulukları paylaşabilir.
Galip Dede şuna inan k, (artık dile düştü ve herkes için söyleniyor ama…) Türkiye’de seninle gurur duyuyorlar..” diyen Hayırlıoğlu bakın Galip Dede için ne diyor. Onu nasıl tanımlıyor
O, bir idealist.,
O, ölmek var dönmek yok diyenlerden.
O, korkusuz. Çünkü davasında haklı.
O emeklilerin de yaşlılığında ülkesine faydalı olabileceğinin ispatı.
O, Trafik Polislerinin yakın dostu.
***
MERAK EDİYORUM
Şu Türklerin, kendileri yerine "başkalarıyla uğraşma kolaycılığı'ndan ne zaman vaz geçeceklerini çok merak ediyorum.
Kendileriyle uğraşma önerimizi anlamlı bulanlar ve merak edenlerwww.turkcelil.com ve yukardaki siteler ve linklerden bukonudaki yazımızı okuyabilirler.
Galip Baran
Şu Türklerin, kendileri yerine "başkalarıyla uğraşma kolaycılığı'ndan ne zaman vaz geçeceklerini çok merak ediyorum.
Kendileriyle uğraşma önerimizi anlamlı bulanlar ve merak edenlerwww.turkcelil.com ve yukardaki siteler ve linklerden bukonudaki yazımızı okuyabilirler.
Galip Baran