Mehmet Kocadon, Belediye
Başkanı
BODRUM
Sayın Mehmet Kocadon,
Yayınladığınız yeni yıl mesajında;
* Bodrum’un sevginin, sanatın, uygarlığın merkezi sayıldığını,
* Bodrum Halkının, aydınlık
yarınlara, ayrımsız sevgi, sağlık, dostluk ve barış yoluyla
ulaşılabileceğini bildiğini,
* Yaşadığınız bu toprakların yaydığı sevgi enerjisinin tüm dünyaya
ulaşmasının en büyük dileğiniz olduğunu
ifade ettiniz.
Bu mesajınızda yer alan sevgi sözcüğü, aşağıda sayılan alanlardaki çalışmaları yaparken
edindiğim bir özelliktir. (“Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve “yaratılanları
Yaratan’dan ötürü sevme” ilkeleri)
Çevre, tüketim, trafik, sağlık,
vergi, rüşvet, iş ahlakı (Ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten
bekleme gibi alanlarda başlattığım, insanı, davranışlarını ve nedenlerini
araştırdığım, bazıları yerel bazıları merkezi yönetimin sorumluluk alanına
giren, “devletin iş yükü”nü
azaltmayı öngören, bencillikten kurtulmamı, “Bilgi Çağı”nı aşmamı, “Bilinç
Çağı İnsanı” olmamı sağlayan çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten
değişti:
* “Yasa Bağımlısı” oldum.
* Kendimi tanımağa
başladım.
* “ Diğerkâm bir kişilik” edindim.
* “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ve
“yaratılanları Yaratan’dan ötürü sevme” ilkelerini
özümsedim.
* Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi ve kuruluş amacı aşağıda açıklanan Bilinç
Üniversitesi’ni kurdum.
* Basında yer alan haberlerden “Burası Türkiye” ve “Küresel ısınma” sergileri hazırladım
* Bilinç konusunda
uzmanlaştığımın, otodidakt (özöğrenimli)
olduğumun farkına vardım ve
kendimi Bilinçolog olarak
tanımladım.
* “Bilgi Çağı”nın “yeti”
sözcüğüyle sınırlı olan bilinç kavramını:
(a) Sorumluluk kavramıyla
bütünleştirdim. Ete kemiğe büründürdüm. Somutlaştırdım.
(b) B(bilinç) = Z (zaman) x Ç2 (çabanın karesi) şeklinde ifade ederek
bilimselleştirdim…
Otodidakt : bir okula
gitmeden kendi kendini yetiştiren (kimse). eş. yeni özöğrenimli.
Özöğrenimli: bir okula gitmeksizin her şeyi kendi
çabasıyla, çalışmasıyla öğrenen (kimse).
Sayın Mehmet Kocadon,
1996 yılında Bodrum Garaj altı Kavşağı’nda, topluma trafikte
doğru davranış alışkanlığı kazandırmak amacıyla bir uygulama başlattım. İzleyen
yıllarda Bodrum dışında pek çok il, ilçe ve beldede de gerçekleştirdiğim bu
uygulamada, yayalarla ilgili “kırmızı ışık kuralı”nı ihlâl eden (bu yolsuzluğu yapan) yayaları “Yeşili Bekle, Lütfen”,
“Sağdan, Lütfen” yazılı pankartları kullanarak uyarmaya başladım. (Bu yolsuzluğu sürücüler de yaya iken yapmaktadırlar)
Bu uygulamayı yaparken:
* “Bir kurum, bir topluluk içerisinde kişilerin karşılıklı
hak ve özgürlüklerinin varlığına dayanan yaşam biçimi” şeklinde tanımlanan demokrasinin kavşaklarda tezahür ettiğinin farkına vardım.
* Demokrasinin yayalarla ilgili
trafik ışıklarıyla donatılmış kavşaklarda öğrenilebileceğini anladım.
* Sözü edilen kavşakları “demokrasi dershanesi”, bu kavşaklarda
yeşili beklemeyen (kırmızıda geçen) yayaları
uyaranları “demokrasi öğretmeni”
olarak tanımladım.
Sayın Mehmet Kocadon,
1996 yılında gerçekleştirilen, “Asrın Zirvesi” olarak tanımlanan,
katılımcılarının bol keseden TAAHHÜTLERDE bulundukları İstanbul HABİTAT Konferansı FARE DOĞURDU.
Ardından “Yaşanabilir bir Bodrum için” sloganıyla başlatılan, katılımcılarının
aynı şekilde bol keseden TAAHHÜTLERDE bulundukları, Türkiye’nin
Daimi Temsilcisi Hüseyin Çelem tarafından Birleşmiş Milletlerin 29 Aralık 1999
günü yapılan 55. Genel Kurul Gündemine taşınan Bodrum HABİTAT Konferansı da FARE DOĞURDU.
HABİTAT’ın en önemli özelliği;
devletin, kozaları; tüzel bir kişiliğe sahip olup olmadıklarına bakmaksızın
muhatap almasıdır.
Hatırlayacağınız üzere, ben, 1999
yılı Ekim ve Kasım aylarında HABİTAT Ruhu’nu canlandırmak amacıyla bir
girişimde bulundum. Bodrum Belediye Meclisi Toplantı salonunda “Burası Türkiye Sergisi” eşliğinde bir
konferans verdim.
1996 yılında “Yaşanabilir bir Bodrum için” sloganıyla başlatılan, HABİTAT
Konferansına katılanların, harcadığım yoğun çabaya karşın ilgilenmelerini sağlayamadığım
bu etkinlik de FARE DOĞURDU, ne yazık ki…
Sakinlerinin sahibi olmamaları
yüzünden Bodrum’da, Türkiye’de ve Dünya’da küresel ısınma sorunu yaşanmaktadır.
Sözü edilen FARE DOĞURAN etkinliklerden
alınan dersleri dikkate alarak, bir defa daha, HABİTAT Ruhu’nu canlandırma girişiminde
bulunmamızı ve yayınladığınız yeni yıl mesajında “aydınlık yarınlara, ayrımsız sevgi, sağlık, dostluk ve
barış yoluyla ulaşılabileceğini bildiğini”
ifade ettiğiniz Bodrum Halkını, Bodrum’a, (bir HABİTAT
söylemi olan) “Bodrum’un sakini değil,
sahibi ol”sloganını kullanarak, sahip
çıkmağa davet etmemizi öneriyorum…
Sakinlerinin sahibi oldukları
Bodrum’un ne kadar ayrıcalıklı bir kent ve bu kentin Belediye Başkanı olmanın
ne kadar keyifli, kolay ve zevkli bir iş olacağının takdirini size bırakıyorum…
Sayın Mehmet Kocadon,
Yukarıda özetle açıklanan,
yıllardır devam eden çalışmalarda oluşan birikim ve deneyimimle:
(a) “Burası Türkiye” ve “Küresel ısınma” sergileri eşliğinde “Trafik, demokrasi ve bilinç” konferansı vermek istiyorum.
(b) “Bodrum’un
sakini değil, sahibi ol” projesini birlikte başlatmamızı öneriyorum.
Saygılarımla. 03.01.2013
Demokrasi öğretmeni
Bilinç Üniversitesi Kurucusu
Bilinçolog Galip
(Diğerkâm)Baran
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA:
galipbaran@windowslive.com
Bilinç Üniversitesi’nin
(a) İşlevi:
“Bilgi Çağı” üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına
dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler
kurmalarına yardımcı olmak; böylece, bundan böyle, yalnız bilgili değil aynı
zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda
bulunmak.
(b) Kuruluş amacı: Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu,
eşdeyişle, “dünyevi değerler”in yerini “uhrevi değerler”in aldığı bir dünya
düzeni kurmak.
ADRES: Yalı Mahallesi, 4076 Sokak No: 5/2
PK: 20 Turgutreis-BODRUM